Benim 'yaz okumalarım': Fantastik ve biyografi

Yıllarca Cumhuriyet'te edebiyat üzerine yazan rahmetli Rauf Mutluay 'Yaz Okumaları' derdi. Benim hayatımda okumaya gerçek anlamda yoğunlaşabildiğim (ve de büyük bir hızla okuyabildiğim) tatil dönemi kitaplarının yeri hâlâ çok büyüktür. Bu tatilde, bir anlamda programlı biçimde okudum. İki tür kitap üzerinde yoğunlaştım: Fantastik ve polisiye. Ve de sinemacı biyografileri. Fantastik türde, yıllardır sırasını bekleyen H. P. Lovecraft'ten Üç Öykü okudum. (Bu ve diğer Lovecraft'ler vaktiyle İthaki Yayınları'ndan çıkmıştı). 1890-1937 arasında yaşayan bu Amerikan yazarı, biraz Edgar Allan Poe etkileri taşıyan ve doğa, eski kültürler, ayrıksı cemaatler, yitip gitmiş inançlar, bilimsel araştırmaların ürkütücülüğü gibi temalara dayalı hikâyeleriyle, bu türün özgün bir yaratıcısı. Ve Lovecraft okumak, fantastiğe giriş için sanırım gerekli. Stephen King'in hayli eskiden kalma Falcı (Thinner-İnkilap) kitabını, leziz bir çerez niyetine öğüttükten sonra üst üste iki hacimli Ruth Rendell'a daldım. Bu İngiliz kadın yazarı, günümüzde çok tutuluyor ve hemcinsi Patricia Highsmith'in mirasçısı sayılıyor. Onun A Sight for Sore Eyes'ını, çok farklı bir adla, Sage Comme Une Image diye çıkmış Fransızcası'ndan okudum. Harm Done'u ise Sessizliğin Öfkesi adıyla çıkan Türkçesi'nden (Doğan Kitap). Rendell da genelde çok kişili, karmaşık ilişkilere dayanan, ustalıkla kurulmuş yoğun bir entrikaya dayalı kitaplarını büyük ilgiyle okutuyor ve sonunda tam bir sürprizle bitiriyor. Ve Highsmith'e yaklaşıyor. Bilmem sevgili Ahmet Ümit ne der? Yıldız biyografilerim ise Marcello Mastroianni, Jane Fonda ve Philippe Noiret'nin anıları (Son ikisi bizde henüz çıkmamış). Ama bunların üzerinde inşallah önümüzdeki ayın sanat dergilerinden birinde daha uzun boylu duracağım.