Küreselleşen dünyada her ülke kendi
kalkınma modelini yaratabilir mi? Yorum yapmayalım. Yanıtı
'Çin ve
Brezilya' gibi ülkelere bırakalım.
Bu iki ülke hem küresel dünyaya entegre oluyor, hem de kalkınma modelleriyle ilgi çekiyor. Yeldeğirmenlerine karşı savaşmıyor, uzlaşmayı deniyor.
*
Çin, müthiş bir
lojistik üstünlüğe sahip. Dünyayı şaşkına çevirdi. Abartmıyoruz. Çin'e sipariş veren bir Türk şirketi
42 saat sonra istediği ürüne ulaşabiliyor.
*
Brezilya, özkaynaklarını doğru değerlendirdi.
Gelirlerini artırdı,
bütçe dengelerini kurdu.
Refah seviyesini yükseltirken
istikrarı sağladı.
Şimdi dünyanın en büyük şeker üreticisi olarak şeker atıklarını işlediği
'biyodizelle' dünyaya meydan okuyor.
Diyeceksiniz ki,
Türkiye'nin bir
kalkınma modeli var mı?
Yok, yok!..
Ufukta yeni bir şey yok!..
Üstelik Türkiye, şanslı bir ülke.
Konumu çok iyi.
Dünyanın her yerine deniz, kara, hava ve demiryolu ile ulaşabilecek sistemlere sahip. AB'ye ve Rusya'ya çok yakın. Türk Cumhuriyetleriyle duygusal bağı var. Ortadoğu ve Kuzey Afrika burnunun dibinde. Üretim kaynaklarının merkezinde oturuyor!..
Gelin görün ki, Türk insanı
5 bin dolarlık gelirle yaşıyor!..
Olacak iş mi?
Türkiye, acil olarak insan kaynağını planlamak zorunda. Dünyanın en iyi kalkınma uzmanlarından biri olan
Dünya Bankası'nın eski başkan yardımcısı
Atilla Karaosmanoğlu, "Türkiye, yetişmiş işgücünü bir an önce geri getirmeli. Güney Kore'nin kalkınma modeli incelenmeli" diye bas bas bağırıyor.
Dinleyen yok!..
Oysa tecrübeye itibar etmek şart!..
Anlaşılan o ki, yazar
Alev Alatlı bunu başarmış. İdeolojileri konuşturmak yerine Türkiye'nin toplumsal inovatörlerini
'Kapadokya Meslek Yüksekokulu' çatısı altında buluşturmuş.
Ürgüp'e bağlı Mustafapaşa beldesinde, 2 yıl önce eğitime başlayan meslek yüksek okulu, 500 öğrencisi ve bu yıl mezun ettiği 100 öğrencisiyle yepyeni bir Türkiye modeli yaratıyor. Bu yılın mezunları kapışılmış.
Alatlı'nın hayali
'HEK' ile başlamış.
HEK ne demek?
'Hurda, eskimiş, kullanılmayan!' İşte göç veren Kapadokya'nın terk edilmiş toprakları, eski diye yüzüne bakılmayan binaları, bilgisayarlar, tepegözler, lambalar onarılmış. Kullanılır hale getirilmiş. Kendini ezik hisseden Anadolu gençleri ise Alatlı'nın bilgisine, HEK'ine ve hayaline inanmış.
AK Partili Nevşehir Belediye Başkanı
Hasan Ünver,
CHP'li Ürgüp Belediye Başkanı
Bekir Ödemiş,
Anavatan'lı Mustafapaşa Belediye Başkanı
Mustafa Özer, imece usulüyle bölge insanının desteğini okula yöneltmiş. Yüksek nitelikli meslek erbabı yetiştiren Kapadokya Meslek Yüksekokulu, Nevşehir için umut olmuş. Okul, aşçılıktan organik tarıma, şarap üretim teknolojisinden bağcılığa, bankacılık ve sigortacılıktan turizm rehberliğine kadar 14 bölümde eğitim veriyor.
Üstelik Kazan Üniversitesi'nden getirtilen yabancı profesörlerin ücreti dahil
2 milyon dolar harcanmış.
Türkiye'de özel üniversitelerin 100 ile 400 milyon dolara kurulduğunu hatırlatalım.
Demek ki, her şey para değil!..
Sinerji yaratmak önemli. Bu noktada acaba Koç Holding'in
'Meslek lisesi, memleket meselesi' projesi ile
Alatlı'nın Kapadokya Meslek Yüksekokulu bir noktada işbirliği yapar mı?
Çünkü Alatlı'nın sözleri önemli;
"Hiç kimse evine ekmek götüremeyen, götüremediği için aşağılanan, çaresiz bir genç erkek kadar öfkeli olamaz. Genç nüfusumuzu kendilerini ve ailelerinin geçimini sağlayacak becerilerle donatamazsak, bugünün Erciyes'i yarının Kandil Dağı olabilir."
Yayın tarihi: 28 Temmuz 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/07/28//okur.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.