Galatasaray'ın UEFA şampiyonluğuna fazla sevinmem. Ama saygı duyarım. Çünkü o başarıya damga vuran güç, kaliteli yabancı oyunculardır.
(Taffarel, Popescu, Hagi gibi...) Ama Ulusal Takım'ın Dünya Kupası'ndaki üçüncülüğüne çok sevinirim. Çünkü o başarıya damgayı Türkiye'nin sistemi için de yetişen Türk oyuncular vurdu. Bu iki büyük başarının arasında ki ince çizgi şu:
A-Paran varsa büyük oyuncu alır, büyük başarılar elde edersin.
B-Sistemin varsa, büyük oyuncuları kendin yetiştirir büyük başarılar elde edersin.
Bu nedenle ısrarım şurada;
1-6 artı 1 formülü kariyersiz ve karizmasız yabancı oyuncular için bir pazar olacaktır.
(Türkiye futbolcu çöplüğüne dönecektir...) 2-Türk oyuncuların yolu kesilecektir.
(Kaleci, libero, oyun kurucu ve santrforlar hep yabancı. Türk oyuncusu masadaki sandalye konumuna düşürülmüştür.) 3-'Kariyeri parlak 3 yabancı' kuralı getirilseydi Türk futbolu ilerler; seyirci de keyif alırdı.
(Örnek: Bu sezon Türkiye'de Carlos moda olacaktır. F.Bahçe rakiplerine de para kazandıracaktır...) SON SÖZ: Beni içten yaralayan, sevgili Fatih Terim'in kendi ilkelerini yok eden tavrıdır. Marco'ya kucak açarak Türk futbolcusunun kalbini kıran Terim, şimdi de 'Yabancı da sınır kalksın' düşüncesinin öncülüğünü yaparak kendisine inanları hayal kırıklığına uğratıyor. Yani si şu: Terim, Terim efsanesini yaratan ilke ve prensipleri bir bir yok ediyor. Yazık!
Bugünkü Tüm Yazıları
6 artı 1 Türk futbolunu öldürür
Yayın tarihi: 13 Temmuz 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/07/13//haber,3B717D49DBB04713B960B93F5D09CA69.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.