'Kimsenin umurunda değil'

"Türkiye'de bilişim suçlarıyla ilgili gayet iyi yasalar yapıldı, elektronik imza yasası da bunu pekiştirdi. Ama e-imzayı bankalar nedense kullanmıyor. Halbuki Bankacılık Yasası'na göre bankalar mudilerinin hesaplarını korumak için en yüksek güvenlik önlemini almak zorundadır, almazsa sorumluluk bankanındır. Sanal banka soygunları kimlik hırsızlığı yapılarak yapılır. Yani günlük hayatta kimliğinizi ibraz ederken çektiğiniz parayı, sanal ortamda bir şifreyle çekeriz. Bir banka şubesine sahte kimlikle gidip para çekmeye çalışırsanız kendinizi cezaevinde bulursunuz, ama iş sanal alanda yapılınca ne bankanın ne kamunun umurunda değil. Türkiye'de 2000'li yılların başından beri sanal banka soygunları var. Ancak bilişimden uzak hâkim ve savcıların yönettiği bir adalet sistemine sahibiz. Elimde öyle dosyalar var ki, dudak uçuklatır. Örneğin bir müvekkilimin internete kapalı olan vadeli hesabından 400 milyar çalındı. Önce kimlik bilgileri ele geçirilmiş, sonra cep telefonu kopyalanmış, hesaplarına ulaşılmış ve çalınmış. Bu davada bankanın avukatı müvekkilimin kimlik bilgilerini kişisel bilgisayarına girdiğini iddia etti. Hiç insan annebabasının adını unuturum diye not eder mi? Ama hâkim bu iddiayı dikkate aldı. Şu ana kadar kazanılan sadece iki-üç dava var. Diğer davalarda çoğunlukla kusur taraflara bölüştürülüyor."