İspanya futbolda milli birliği kurdu

"Futbol asla yalnızca futbol değildir. Özellikle İspanya'da." Simon Kuper'in bu sözlerinin ne manaya geldiğini görmek istiyorsanız, herhangi bir Athletic Bilbao-Real Madrid maçına gitmeniz yeterli. İki kulüp arasındaki karşılaşma bir 'milli maç' havasına dönüşürken, tribünlerdeki Bask bayraklarının sayısının ve de Francisco Franco diktatörlüğü yıllarına gönderme yapan tezahüratların arttığını, Athletic'in attığı her golün İspanya İç Savaşı'nın bir tür rövanşı olduğunu hissedersiniz.

İSPANYOLLAR DA GİREBİLİR
İspanya'nın kuzeydoğusundaki Bask bölgesinin futbol takımı Athletic Bilbao, Barselona ve Real Madrid'le birlikte İspanya birinci liginden düşmeyen üç takımdan biri. Athletic'in Real Sociedad gibi diğer Bask bölgesi takımlarından farkı, Basklılar tarafından milli takım muamelesi görmesi. Formaya reklam alınmaz, birkaç tarihi istisna dışında İspanyol dahil yabancı oyuncu oynamaz, kulüp başkanları Bask özerk bölgesinin en önemli insanı olarak kabul edilir. Athletic, tarihindeki ilk kadın başkanı olan Ana Urquijo'nun görev süresinin dolmasının ardından yapılan başkanlık seçimlerinde tarihi bir karar alarak, yeni sezonda takımın başına bir İspanyol teknik direktörü getirme kararı aldı. Yeni başkan Fernando Garcia Macua, 13 Temmuz'da başkanlığı devraldığında hemen teknik direktörün ismini de açıkladı. Bir dönem Sevilla'yı da çalıştıran Joaquin Caparros'un yeni teknik direktör olduğunun açıklanması ve ayrıca ismi kulüple özdeşen Ismail Urzaiz'in serbest bırakılması, Athletic taraftarlarının tepkisini çekti. Ateşli Bilbao taraftarlarının açtığı bir forum sitesinin başlığının 'Macau Hijo Puta (Macau o... çocuğu)' olması bile durumu açıklamaya yetiyor. 1898'de İngilizler ve komşu Vizcaya bölgesinin seçkinleri tarafından Athletic Club adıyla kurulan takım tarihi boyunca birçok ilke imza attı. Merkezi hükümetten bağımsız olarak yapılan San Mames Stadı'nın inşaası tam bir Basklı dayanışmasıyla gerçekleştirilmiş ve bundan dolayı İspanya İç Savaşı'nda Franco birliklerinin en büyük hedefi de San Mames olmuş. Uzun bir dönem yalnızca Basklı oyuncularla oynayan takımda Fransız Bask bölgesinde doğan Bixente Lizarazu'ya bile hoşgörüyle bakılmadığı düşünülürse, kulübün İspanyol teknik direktörlerle çalışma kararının ne kadar önemli olduğu da ortaya çıkar.