Robert Plant'in Kumkapı sefası

Pelin Opçin (İstanbul Caz Festivali Koordinatörü)
"Robert Plant konserini bitirip bis yapmadan önce kulise doğru yöneldiğinde, iki gencin güvenlik görevlilerinin üzerinden uçarcasına aradaki orkestra çukurunu aşıp, sahneye atlamaları ve mikrofona ulaşıp çığlık atmaları tam rock konserlerine özgü bir şeydi. Ancak güvenlik açısından telaşa kapılmadık değil. 'Tamam şimdi menajerler canımıza okuyacak,' dedik. Bis sürerken tur menajeri ve prodüksiyon amiri ile birlikte tüm güvenlik ekibini sahne önüne yığdık. Konser sonrası işiteceğimiz azarı düşünürken tur menajeri ve müzik endüstrisinin önde gelen figürlerinden biri olan sanatçı ajanını aralarında konuşurken duydum; 'Vayy o arayı atlayarak sahneye sıçramışlar! Sen yapabilir misin bunu? Biz çok yaşlandık o işler için. Çocuklar zımba gibiydi...' Yani aslında içten içe bu durum hoşlarına gitmiş. Robert Plant seyirciden ne kadar memnun kaldığını, İstanbul'da bulunmaktan dolayı çok mutlu olduğunu defalarca söyledi. İstanbul'dan bir gün sonra Bulgaristan'a geçecekti ancak bir gün daha burada kaldı ve şehir turu yaptı. Konserin ertesi akşamı Plant'i ekibiyle birlikte Kumkapı'ya götürdük. Sandalyelerin tepesine çıkıp fasıl eşliğinde göbek bile attı. Bize 'İstanbul'a tekrar geleceğim inşallah,' dedi. Bu arada en çok kullandığı sözcükler 'inşallah' ve 'yallah' oldu.
Randy Crawford konserden bir gün önce İstanbul'a geldiğinde hemen provalara başladı. Prova bitiminde rehberine bizimle tanışmak istediğini söylemiş. Şehir turu yaptığını düşünürken hiç beklemediğimiz bir anda, ofise bizi ziyarete geldi. Toplantı salonunda karşılıklı gazoz içmek çok eğlenceliydi, festival telaşının ortasında çok keyifli bir anı oldu."