İki gün sonra yapılacak seçime ilişkin kamuoyunda yaygın bir kanaat oluştu.
Kabul edilen öngörü; AKP'nin birinci, CHP'nin ikinci, MHP'nin üçüncü parti olarak Meclis'te yer alacağı.
DP'nin baraja yakın olduğu, GP'nin de sürpriz yapabileceği...
Ayrıca en az 25, en çok da 32 bağımsız milletvekilinin Meclis'e gireceği.
Bu öngörünün yerleşmesine iki önemli faktör etkili oldu; anket şirketleri ve hepsinin araştırmasını ciddiye alan medya...
Oysa son dönemde yapılan kamuoyu yoklamalarına bakıldığında, seçim sonuçlarını bilen anket şirketlerinin sayısı, buldukları rakamlarla ters orantılı oldu.
Özellikle 1991 seçimlerinden sonraki anketlerde, şirketlerin sapma payları en üst düzeye çıktı.
Birinin yüzde 10 gösterdiğine, diğeri yüzde 20 dedi.
Geçen seçimde de durum değişmedi.
Şirketlerden biri 6 partili Meclis öngörürken, diğeri 4 partinin
"kesin girdiğini" iddia etti.
Seçim sonrası ise iki partili Meclis ortaya çıktı.
Sapma payları Sandıklar açılıp oylar ortaya dökülünce, sonucu tahmin edemeyen, çok büyük sapmalar yapan anket şirketleri kendilerini Türk toplumunun hafızasının çabuk unutan beyin loplarına atıp ortadan kayboldu.
Bu seçimde de yaptıkları sapmaları herkes unutmuş gibi yeniden ortaya çıktı.
Son 15 gündür anket şirketlerinin açıkladıkları rakamlara bakıyorum.
Trajikomik bir şekilde birinin yüzde 5 dediğine, diğeri yüzde 14; birinin yüzde 15 verdiğine diğeri yüzde 25; birinin yüzde 32 gösterdiğine, diğeri yüzde 48 veriyor.
İki şirket arasındaki sapma yüzde 60 ile yüzde 100 arasında değişiyor.
İngiltere örneği Oysa, yakın geçmişte Batı Avrupa'da yapılan seçimler öncesindeki tahminlere bakıldığında, anket şirketlerinin birbirleri ile arasındaki sapma oranları neredeyse
"bindelik" rakamlarla ifade ediliyor.
Örnek mi; yakın zamanda Fransa'da yapılan Cumhurbaşkanlığı veya iki yıl önceki İngiltere genel seçimi...
Sarkozy'nin seçiminde anket şirketinin tahmini ile sandık sonucu arasındaki sapma 2 puanı geçmedi.
İngiltere'de 2005'teki genel seçimlerde Independent gazetesi NOP'a yaptırdığı ankette sonucu hatasız, yüzde yüz bildi.
Bırakın sandık sonucunu, şirketler arasındaki yanılma payı bile 2 puanı aşmadı.
Piyasa araştırmacısı Peki Türkiye'de bu kadar büyük sapma neden oluyor?
Birinci neden anket şirketleri arasında
"araştırma yapmak için partilerden para almayan" neredeyse yok.
İkinci neden; anket şirketlerinin çoğunluğu kamuoyu yoklamacısı değil.
Pazarın yüzde 95'inin örgütlenmesi piyasa araştırmacılığı üzerine kurulu.
Bir şirket seçim döneminde 5 farklı anket yayınlıyor, sandıktan çıkan en yakın sonucunun arkasına saklanıp yoluna devam ediyor.
Batıdaki gibi itibar sorunu yaşanmıyor; lisansa bağlanmadıkları için de ellerinden yetkileri alınamıyor.
Onlar da seçim arası piyasa işiyle, sonraki sandığı bekliyor.
Yayın tarihi: 20 Temmuz 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/07/20//haber,0D5E10E46E214E439AF90287DC92B807.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.