Geçen hafta AK Parti,
"Cumhurbaşkanı'nı, cumhur seçecek" iddiasındaydı. Başbakan
Tayyip Erdoğan'ın, Cumhuriyet'ten Oral Çalışlar ve Akşam'dan
İsmail Küçükkaya'ya,
"Görünen o ki yeni cumhurbaşkanını yeni Meclisimiz seçecek" sözlerine bakılırsa, düşünceden vazgeçmiş görünüyor. Hatta Erdoğan, yeni cumhurbaşkanı için Meclis'te bir uzlaşma arayacaklarını da kayda geçiriyor.
Takvim nasıl çalışacak? Bununla birlikte, uzlaşmanın Meclis açıldıktan sonra hangi süreçte gerçekleşeceği de önemli bir soru...
Yani, Başkanlık Divanı oluştuktan hemen sonra cumhurbaşkanını seçmek Meclis'in birinci öncelikli iş mi olacak?
Yoksa, Meclis Danışma Kurulu cumhurbaşkanı süreci ne zaman başlatılırsa; 30 günlük takvim o tarihten itibaren mi çalışacak?
Soruyu açarsak; bazı siyasiler ve hukukçular, Başkanlık Divanı oluşur oluşmaz, Meclis'in öncelikli görevinin cumhurbaşkanını seçmek olduğu iddiasında.
Ancak, Anayasa'nın 102'nci maddesi, Meclis'in erken seçim kararı aldığı bu tabloda, Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin ne zaman başlaması gerektiğine ilişkin hüküm içermiyor.
"Görev süresinin bitmesi; derhal seçim şartının ortaya çıkması; veya Cumhurbaşkanlığı makamında boşalması" halinde ilk işinin cumhurbaşkanı seçmek olacağını emrediyor.
Oysa, YSK, Cumhurbaşkanı'nı seçemediği için
"derhal seçime gidildiği" yönündeki CHP iddiasını desteklemedi.
Meclis'in
"erken seçime gittiği" yönünde karar aldı.
Arınç'ın planı Bu durumda ne olacak?
Meclis Başkanı
Bülent Arınç, dün NTV'de biraz üstü örtülü de olsa işaretini verdi:
"Cumhurbaşkanı makamında bir boşalma olursa Meclis'te hemen seçilebilir; ama boşalma yok..." Cumhurbaşkanı seçim sürecinin ne zaman başlayacağına ilişkin hüküm bulunmadığını, takvimin istendiği zaman başlatılacağını belirtti.
Arınç, Cumhurbaşkanı
Sezer'in, 21 Ekim referandumu sonrasındaki seçime kadar Köşk'teki görevine devam edebileceğini, aralık ayında da yeni cumhurbaşkanının halk tarafından seçilebileceğini söyledi.
Uzlaşma ne zaman? Şimdi baştaki sorumuza dönüp yanıt arayalım...
1-Yeni Meclis'in önünde, açıldıktan hemen sonra, 30 gün içinde uzlaşı sağlanması gibi zorunluluk yok. Önce uzlaşı sağlanıp, ardından takvimin çalıştırılması olanağı var.
2-Meclis'te, 184 milletvekiline sahip her parti, seçim takviminin başlama zamanını tayin hakkına sahip. Yoksa başlayacak takvim sonunda 367 bulunamayacağı için derhal seçim şartı tehlikesi var.
3-İsim üzerinde uzlaşı sağlanmasa bile, müzakerelerin referandum sonrasına kadar devam etmesinin önünde engel de yok.
Peki, dün Arınç'ın da ima ettiği gibi, AK Parti uzlaşma arayışı içinde gözükerek referandum sonrasına kadar takvimi uzatabilir mi?
Bunu Meclis tablosu ortaya çıkmadan öngörmenin olanağı yok.
Ancak, şunu belirtebiliriz ki, halk cumhurbaşkanını kendisi seçme taraftarı olsa bile
"bu kez uzlaşma içinde olmayan" sandığa gömülür.
Onun için yeni Meclis'in her şeyden önce, cumhurbaşkanının görev ve yetkilerini de kapsayacak yeni bir anayasa paketini hazırlaması ve cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesini bir sonraki döneme bırakması gerekir.
Yoksa seçimi gibi, Çankaya'nın bu yetkileri kullanması da sıkıntı yaratır.
Yayın tarihi: 10 Temmuz 2007, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/07/10//haber,AD4FCB87319F4C6BBEE5AD91E11E395E.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.