Ankara'da iki gündür, hükümetin K.Irak'a operasyona olanak verecek Tezkere'yi, hafta başı Meclis'e göndereceği haberi dolaşıyor.
Beklentinin temeli, Dışişleri Bakanı
Abdullah Gül'ün,
"Seçimler öncesi Tezkere'nin Meclis'ten çıkarılmasının ihtimal dışı olmadığı" sözüne dayanıyor...
Ancak dün akşam saatlerine kadar, bırakın Meclis'i, AK Parti Grubu'na dahi bu yönde bir girişim olacağı bilgisi ulaşmamıştı.
Nitekim, AK Parti Grup Başkanvekilleri
Salih Kapusuz ve
Eyüp Fatsa Tezkere'den bilgileri olmadığını söyledi.
Şurası kesin ki, hükümetin Tezkere'yi Meclis'ten çıkarması, askeri operasyonun hemen başlayacağı anlamına gelmiyor.
Operasyonun uluslararası desteğinin de sağlanması gerekiyor.
Hatta, NATO'nun bu konuda Türkiye'ye desteği bekleniyor.
NATO'nun mesajı Nitekim, Genelkurmay Başkanı
Org. Yaşar Büyükanıt, dün Antalya'da NATO ve AB Askeri Komite başkanlarının da yer aldığı 85 üst düzey askerin katıldığı İpek Yolu Semineri'nde bu beklentiyi dile getirdi.
Terörle mücadelede uluslararası işbirliğinin önündeki engellere dikkat çekip, NATO'nun yeni bir strateji belirlemesi gerektiğini bildirdi.
PKK terör örgütü ile mücadelede,
"uluslararası işbirliği beklerken, karşılaştıkları durum ve tavırları anlamakta güçlük çektiklerini ve hayal kırıklığına uğradıklarını" söyledi.
Açıkçası, bugüne kadar Türkiye'ye müttefiklerinin gerekli desteği vermediğinin altını çizdi.
NATO Askeri Komite Başkanı
Orgeneral Ray Henault'un basın toplantısındaki sözleri ise Org. Büyükanıt'ın yakınmasını giderecek nitelikteydi.
Org. Henault, PKK terör örgütü ile mücadele konusundaki soruyu yanıtlarken şöyle dedi:
"NATO da terörizme karşı mücadelesini sürdürecektir; 5'inci maddeye göre öngörülen operasyonlar da buna dahildir..." Beşinci madde Anlamı açık; NATO Anlaşması'nın 5'inci maddesi
"üye ülkelerden birine yapılmış saldırıyı tüm NATO ülkelerine yapılmış" sayıyor.
Madde ayrıca,
"silahlı kuvvetlerin kullanılması da dahil, gerekli görülen tedbirlerin tek başına ya da toplu olarak birlikte alınarak, saldırıya uğrayan müttefik veya müttefiklere yardımı" şart koşuyor.
Oysa Türkiye, geçmişte 5'inci madde ile Birleşmiş Milletler Yasası'nın 51'inci maddesindeki
"savunma hakkını" hayata geçirmek istedi, her aşamada engelle karşılaştı.
Türkiye'nin, son dönemde K.Irak'a operasyon konusundaki kararlılığı ise batıdan farklı formüllerin yükselmesine yol açtı.
Alman Marshall Fonu için şubat ayında
"NATO'nun Yeniden Keşfi" raporunu yazan ABD'nin eski BM temsilcisi
Richard Holbrook ile Fonun Direktörü
Ronald D. Asmus, Türkiye'nin K.Irak'ı işgalinden söz edildiğini belirterek şu öneride bulundu:
"Riski azaltmanın en iyi yolu K.Irak'a NATO gücü konuşlandırmak. Bu, Türkiye'nin askeri operasyonunu önlemenin en iyi yoludur." O dönemde
Başbakan Erdoğan da öneriye destek verdi; NATO'nun Afganistan'da olduğu gibi burada da devreye girmesi gerektiğini söyledi.
Ancak bu formül de ABD ve AB'den destek bulmadı.
Bugün Türkiye'nin önünde iki seçenek duruyor; tek başına operasyona girişmek veya NATO'yu beklemek...
Yayın tarihi: 4 Temmuz 2007, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/07/04//haber,1909DA7FFAF641C292D041831D7E8212.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.