kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 15 Temmuz 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Vassaf için bu kitap, kendimizi olumsuzluklarla yargılamamıza bir başkaldırış.

'Türkiye olgunlaşmak isteyen bir çocuk gibi'

Evrim ALTUĞ
Yazar Gündüz Vassaf Tarihi Yargılıyorum adlı yeni kitabıyla gündemde. Vassaf'a göre günümüz Türkiye'si, kimsenin büyümesi için imkân tanımadığı ama herkesin 'ana baba baskısı' yaptığı bir çocuktan farksız..
Gündüz Vassaf'ın İletişim Yayınları tarafından geçen ay basılan Tarihi Yargılıyorum başlıklı son kitabının kapağında, eski çağlardan günümüze ulaşan insan eli iziyle süslenmiş olan bir duvar resmi var. Bu, 1985'te dalgıçların Marsilya yakınlarında, üstelik de girişi denizin altından yapılan bir mağarada keşfettiği, 27 bin yıllık bir sanat eseri. Yazar Vassaf, kitabının iç kapağını ise, M.Ö. 3100 yılında, iki insanı tarihte ilk olarak kavga halinde gösteren eski Mısır kökenli bir tasvire ayırmış. Tüm bu ipuçları, onun niçin tarihe kendi el iziyle katkıda bulunmak istediğinin göstergeleri. Radikal'deki haftalık köşe yazılarından da tanınan yazarın biri Harvard Üniversitesi, diğeri ise Sofya'da katıldığı iki konferansta yaptığı konuşmalar, bu kitabın yolunu açmış. Ama asıl ilgi çekici olan, bu konuşmalardan birinin 'Kriminoloji Kongresi'nde yapılmış oluşu. Tarihin kimin suçu ve cezası olduğunu kitabıyla sorgulamayı başaran Vassaf ile dünyanın ve kitabının tüm sayfaları arasında söyleştik:

- Tarihi Yargılıyorum, tarih kitabı olmaya çalışmayan kimliğiyle öne çıkıyor. İnsandan yana bir tarih anlayışı mı bu?
- "Biz insan türü olarak kimiz?" sorusuna bir cevap. İlkokuldan itibaren "Geçmişimiz bu," diye yazdıklarımızla kendimize haksızlık ediyoruz. Adem ve Havva'nın cennetten kovulmasının kaderini kendimize yakıştırmamız yetmiyormuş gibi, savaşlarla dolu geçmişimizi "Biz işte buyuz," diye tekrarlarken ilerideki kuşaklara, geleceğimize haksızlık ediyoruz. Savaşları insanın kaderi görerek, "Kurtuluş yok," fikrine kapılıyor, bu kötümserliği, milli zafer günlerimizi kutlayarak azıcık unutturmaya çalışıyoruz. Ülkeler, kaçınılmaz olarak birbirlerini kötüleyen ulusal tarihleriyle iftihar ederek geçmişin acılarını gömmek, telafi etmek gayretinde. Tarihten uyarıcı haplar alır gibi, "100 sene, 500 sene önceki zaferde şunu, bunu yaptık," diyerek, her ulus kendi özel tarihini göklere çıkartıyor. Fakat genel olarak, hepimizde "Biz adam olamayız," düşüncesi yaygın. Kiminle konuşsak, dünyanın kötüye gittiğini, geleceğimizin hayra alamet olmadığını söylüyor. Tarihi Yargılıyorum kitabı, kendimizi olumsuzluklarla yargılamamıza bir başkaldırış. Ne ekersen onu biçersin. Adam olamayacağız diye dertleşip kendimizi kötülersek, toplum olarak zekamızı, inancımızı, sevgimizi hadım ediyoruz demektir.
Haberin fotoğrafları