Erdoğan: Erbakan'a cevabı halk verecek
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, eski Başbakan Necmettin Erbakan'ın kendisine yönelik açıklamalarına üzüldüğünü belirterek, "Kendisine cevap vermeyeceğim. Aldığım eğitim, terbiye böyle bir cevabı vermeme mani. Gereken cevabı halk verecektir" dedi.
80 yaşındaki Erbakan'ın hastane raporları ve sandalyeyle dolaşmasına karşın siyasi prim peşinde olduğunu söyleyen Erdoğan, "Bırakın da artık yetiştirdiğin gençler var. Bunlar yapsın" dedi.
Samanyolu Televizyonu'nda 'Özel Gündem' programında canlı yayına katılan Başbakan Erdoğan, seçimlerde AK Parti'nin oylarını artırarak çıkacağını, ancak Meclis'e üçüncü bir partinin girmesi durumunda partisinin milletvekili sayısının düşeceğini söyledi.
Programda seçim sonrası olası bir CHP-MHP koalisyonunu değerlendiren Başbakan Erdoğan, böyle bir koalisyonun asla umut olamayacağını savundu. Her iki partinin AK Parti'ye karşı aynı uslübu kullandığına dikkat çeken Erdoğan, "Kullandıkları söylemlere bakıyorsunuz, hep aynı, aynı şeyleri söylüyorlar. Aralarında hiç fark yok. Demek ki bir yerden düğmeye basılıyor ve şu anda o düğmeyle komuta devam ediyor" şeklinde konuştu.
Erdoğan, ulusalcılık ve milliyetçilik konularındaki sorular üzerine, lafla milliyetçilğin olmayacağını ayrıca milleyetçiliğin kafatascılık olmadığını söyledi. Gerçek milliyetçiliğin ülkenin kalkınması için, Türk milletinin refah düzeyinin yükselmesi için, üzerine düşeni yerine getirmek olduğunu ifade eden Erdoğan, "22 banka fona devredilirken Sayın Bahçeli'nin en ufak müdahalesi olmadı. Sen hükümetin ortağıydın, hani milliyetçiydin. Neden 22 bankanın hortumlanmasına müsaade ettin? Niye müdahale etmedin? Niçin durdun sen? Bu dönemde bir tane banka fona devredildi mi? Bir tane hortumlanan banka var mı? Devlet bankaları zararda mı? Döneminde Ziraat Bankası, Halk Bankası, Pamukbank zararda. Siz nasıl milliyetçisiniz?" diye konuştu.
"DTP'Lİ BAĞIMSIZLARLA KOALİSYONA 'EVET' DEMEYİZ"
DTP ile koalisyon yapacaklarına ilişkin iddiaların hatırlatılması üzerine Başbakan, "Onlarla koalisyon yaparız" şeklinde bir açıklamalarının olmadığını vurgulayarak, bu iddiaları yalanladı. Erdoğan, "Kaldı ki, yüzde 40 oy oranını çıkaran partinin koalisyonu niçin olsun. Yüzde 40 oy oranını yakalayan bir parti, 310-315 milletvekili çıkarır üç partili bir Meclis'te. Niye koalisyon olsun? Tek başına iktidar demektir. 310 ile iyi bir iktidar demektir. Bu noktada bir sıkıntımız yok" diyerek şöyle devam etti: "Sayın Bahçeli olsun, Sayın Baykal olsun, bizi milletin nezdinde bir kayba uğratmak için, 'bağımsızlarla şimdiden koalisyon hazırlığına giriyor' diyorlar... Bizim böyle bir ihtiyacımız yok ki, böyle bir sıkıntımız, böyle bir derdimiz yok. Kaldı ki böyle bir şey olsa bile böyle bir şeye 'evet' demeyiz. Böyle bir ihtiyacımız yok. Böyle bir şey olduğu zaman bloku kurarsınız. Ama böyle bir şey yok. Şu anda bir defa gümbür gümbür AK Parti tek başına geliyor."
"CUMHURBAŞKANLIĞINDA UZLAŞMAZ BİRİ ARANIYORSA O DA BAYKAL'DIR"
Başbakan Erdoğan, programda cumhurbaşkanı seçimine ilişkin tartışmaları ise şöyle değerlendirdi: "Parlamento içerisinden bir cumhurbaşkanı olabilir. Parlamentonun içinden bir cumhurbaşkanı çıkaramıyor muyuz? Anayasada ifade edilen bir cumhurbaşkanı adayı parlamento içinde yok mu? Eğer dışarıdan bir cumhurbaşkanı aranacaksa onun yolu açık zaten. Oradan da gelebilir. Buyursun CHP dışardan bir aday ortaya koysun. Çok da manidar olan şudur, 'millete gidelim' diyoruz. Millete gittiğimiz zaman parlamentoda zaten senin şu kadar grubun var, bu kadar grubun var. Hiç böyle de bir endişen olmaz. Millete gittiğimizde CHP parlamento dışından birini aday gösterir, biz parlamento içinden birini aday gösteririz. Geliriz millete, milletimiz kimi isterse onu cumhurbaşkanı yapar. Bundan daha ideali olur mu? Buraya gelip de bize uzlaşma dersi vermeye kalkmasın. Uzlaşmaz birini arıyorsanız o da Sayın Baykal'ın ta kendisidir"
TÜRBAN SORUNU
AK Parti seçim beyannamesinde 'türban sorunun' yer almadığını ve 'AK Parti'nin bu konuda geri adım attı' eleştirilerin hatırlatılması üzerine Başbakan Erdoğan, partisinin 2002 seçimlerinde de böyle bir sözünün olmadığını hatırlatarak, soruyu şöyle cevapladı: "Bunun iki yolunu ben ortaya koydum. Dedim ki, bir, toplumsal mutabakat. İki, kurumsal mutabakat. 'Türkiye'de bu konuda toplumsal mutabakat var, kurumsal mutabakat yok' dedim. Bunun sağlanması gerekir. Ben bu olaya bir defa özgürlükler açısından bakıyorum. Özgürlükler açısından bakarak da diğer siyasi liderlerin yaptığı gibi işin istismarını yapmıyorum. Zaten ailemde, çocuklarımda bu işi biz yaşıyoruz. Bu iş konuşulmaz, yaşanır. Mağduriyetini de yaşadık. Bunu konuşanlar, gelsinler bu konsensüsü parlamentoda yapsınlar. Şimdi Bahçeli çıkıyor konuşuyor. Sayın Bahçeli'nin parlamentoda olduğu dönemde kendi milletvekili arkadaşlarının uyguladığı tavrı bilmiyor mu? Kendi milletvekili arkadaşının parlamentoda nasıl girip çıkması hususundaki tavrını bilmiyor mu? Biliyor. Ama şimdi işin istismarını yapıyor. Sayın Baykal'ın teşkilatı şu anda başörtüsü dağıtıyor, gazetelerde gördük bugün. Türban dağıtıyorlar. Kendisi işte ben Bosna'ya gittim, Bosna'da işte şöyle başörtüsü dağıttım, bunları konuşuyor. Acaba oradan bir şey alabilir miyiz? Bir ara otobüslerle, Meclis gurup toplantılarına başörtülü hanımları getirdiler, mesaj verebilir miyiz, diye. Ters tepince bakıyorsunuz, esip gürlüyorlar. Ondan sonra tekrar toparlama çalışmasına giriyorlar. Yani akşam başka, sabah başka. Bunların ipi ile kuyuya inilmez. Durum bu. Bu konuda benim gönlümden geçen ise; başı açığı, başı örtülüsü hepsi rahatlıkla üniversitesine gidebilsin. Arzumuz budur. Ama toplumsal mutabakat var, kurumsal mutabakat yok"
"PETKİM'DE DAHA İŞ BİTMEDEN KONUŞUYORLAR"
Bir soru üzerine Petkim'in özelleştirilmesini değerlendiren Erdoğan, Petkim ihalesi için mahkemeye yapılan itirazı talihsiz bir adım olarak gördüğünü söyledi. Petkim ihalesini alan firmanın asıl patronajını Kazakların oluşturduğunu, Rus ortağı prosedürü
tamamlamak için yanlarına aldığını belirten Erdoğan, "Petkim için neler söyleniyor? Ermeni, falan, filan... İşi bilmeden konuşuyorlar. Petkim değerinin çok çok üzerinde satıldı. Devlet ticaretle uğraşmaz. Devlet istikamet verir, denetler, düzenler, serbest piyasa ekonomisindeki anlayış budur. Gelişmiş ülkelerde bu böyledir. Bu bize vergi getirecek, yeni teknoloji getirecek, yeni yatırımlar getirecek. Bu konuda ön kesemeyiz" dedi.
"80 YAŞINAKİ ERBAKAN'IN HAKARETLERİ ÜZÜYOR; GEREKEN CEVABI HALKIMIZ VERECEKTİR"
Programda eski Başbakan Necmettin Erbakan'ın kendisine yönelik eleştirilerinin hatırlatılması üzerine ise Erdoğan, 18 yaşından itibaren Erbakan'ın yanında emek veren birisi olduğunu hatırlatarak, Erbakan'ın kendisine yönelik hakaret içeren açıklamalarını üzüntüyle karşıladığını ifade etti. Erdoğan, konu ile ilgili olarak şunları söyledi: "Tek üzüntüm şudur: O konuşmalarında o denli hakaretler var ki, bütün bu hakaretler karşısında 80 yaşını devirmiş olan Sayın Erbakan'a ben bunları yakıştırmadığım için cevap vermiyorum, vermeyeceğim de. Aldığım eğitim, aldığım terbiye bana böyle bir cevabı vermeme mani. Veremem, vermeyeceğim de. O'na da yine aynı şekilde milletim gereken cevabı zaten verdi, 22 Temmuz'da da verecek. Sen bir taraftan sandalyeyle dolaşacaksın, bir taraftan çeşitli hastane raporları, şunlar, bunlar, filan, falan çıkarıp göndereceksin, ondan sonra da bu siyasi mücadelenin içerisinde bir şeyler toplayabilir miyim, bir prim yapabilir miyim, bunun gayreti içerisine gireceksin. Bırakın artık yetiştirdiğin gençler var. Bunlar yapsın. Hakikaten o şahsına, yaşına, ismine yakıştıramadığım bütün hakaretlere asla ben o şekilde cevap vermeyeceğim. Takdiri ben milletimin ferasetine bırakıyorum. Yıllarca beraber yürüdüğüm o hareketin içerisinde kalmış olan arkadaşlarıma, kardeşlerime bırakıyorum ve diyorum ki 22 Temmuz da bunun en güzel cevabı, en hayırlı cevabı olacak. Takdir milletimindir''
Yayın tarihi: 15 Temmuz 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/07/15//haber,B16DA6AE62E8475896EBA233B0456CA6.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.