"Herkes sever onu" dedi magazin dünyasından bir meslektaşım. "Hakkında kötü söz söyleyene rastlayamazsın. Herkesin yardımına koşar, kötü gün dostudur. Üstelik camiada kuvvetlidir. Nazının geçmediği kimse yok gibidir."
Bu haftaki Pazartesi Sohbeti konuğum Osman Yağmurdereli'ydi. Aslında onunla çok uzun zaman önce, kanser olduğunu ilk duyduğumda, söyleşi yapmayı planlamıştım ama olmadı. Seçimlere AKP İstanbul adayı olarak girdiğini duyunca "Hadi röportajı yapalım" dedim. Hiç tanışmamamıza rağmen, telefonda sanki dün ayrılmışız gibi "Tabii bekliyorum" dedi. "Eve gel lütfen." Farklı bir adam Yağmurdereli. Camiadaki ismiyle Racon Osman. MHP çizgisi, "Ağır Abi"lerle yakınlığı, AKP adaylığı... Bunlar beni ilgilendirmiyor. Bu arada sıkı G.Saraylı. Elini sıkar sıkmaz, "
Baştan konuşalım ben fanatik Fenerliyim " diye takıldım. Yanıtı gecikmedi: "
Ailecek görüşelim diyordum vazgeçtim, mümkünse görüşmeyelim. " Gülüştük. Yağmurdereli'de benim takıldığım çok başkaydı. Bir adam düşünün. Sanat camiasında tabiri caizse yapmadığı iş, tanımadığı adam kalmamış. Gerçekten de hemen herkes onun için iyi sözler kullanıyor.
Ama onun en sevdiği şarkı "
Yalnızım dostlarım ".
Bu adam gün geliyor en sevdiği dostunu, babasını kurban verdiği hastalığın pençesine düştüğünü öğreniyor. Ağlayarak haberi veren doktorunu gecenin üçünde hastanede dansa kaldırıyor, "Belki bir daha zaman bulamayız" diye. Geceleri babasıyla dertleşiyor. Uzun uzun anlatıyor hayatında olup bitenleri. Kemoterapiden döndüğünde sabaha kadar bahçede dolaşıp büyük gövdeli ağaçlara bağırıyor. "
Ne şanslısınız be! 100 yıl yaşıyorsunuz. "
Röportaj esnasında iki kez gözyaşlarını tutamadı Osman Yağmurdereli. Babasından ve kendi hastalığından bahsederken... "
Öyle bir camia ki " bu dedi gözyaşlarını silerken "
Kanser olduğuma bile inanmadılar, saçlarım dökülmedi diye '
Kanser değil'
dediler. "
Ne yalan söyleyeyim, dedikoduları duymuştum. Reklam için uydurduğu söyleniyordu. Aklım almamıştı. Bir insan, üstelik yaptığı her yapım olay olan biri niye böyle bir yola başvurur? Tanıyınca, detayları dinleyince, dedikodulara kulak verdim diye kendimden utandım. Yine de "Canları sağ olsun" diyor. Kızgınlık yok, aşmış bunları. Peki böyle bir camia olabilir mi? Adamı hastanede ziyaret et, timsah gözyaşı dök, ardından "Yok hasta değilmiş aslında!" diye buyur. Boşu boşuna mı diyor adam "Yalnızım dostlarım" diye... Yağmurdereli gibi sevilen bir adam bile bu hale düşürülüyorsa...
Hülya Avşar ne yapsın?
Yayın tarihi: 11 Temmuz 2007, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/07/11//haber,67AA1922DA4B4832945BF098C5F01569.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.