Anadolu halkı çekilen filmlere sahip çıkmıyor!

önetmen Berrin Dağçınar'ın ilk sinema filmi olan 'Sacayağı'nın çekimleri Balıkesir'in Gömeç ilçesinde devam ediyor. Filmde Zeki Alasya, Tarık Papuçcuoğlu, Zeynep Eronat, Haldun Boysan, Hakan Boyav, Suzan Aksoy, Ceren Soylu, Mert Fırat, Sedef Avcı ve Mehtap Anıl başrolleri paylaşıyor. Çocukluklarından beri hiç ayrılmamış üç arkadaşın hikayesinin anlatılacağı 'Sacayağı', Zeki Alasya'nın tanımıyla iddiasızlığıyla oldukça iddialı bir film. 2004 yılında çektiği 'Pardon'dan sonra tekrar bir sinema filminde rol aldığı için çok sevindiğini söyleyen Zeki Alasya'nın mutsuz olduğu tek bir nokta var ki, o da yöre halkının ve yöneticilerin ilgisizliği... Alasya'ya göre Anadolu halkı kendilerini ve yaşadıkları yöreyi pazarlamakta oldukça zayıf. Alasya'yla, Anadolu halkıyla ilgili iddialarını ve yeni filmi 'Sacayağı'nı konuştuk.

* Anadolu'da halkın sinema filmleriyle ilgilenmediği yönünde şikayetiniz vardı. Bu şikayetiniz biraz açar mısınız? İtalya'da 370'e yakın ada var. Çok daha güzel adalar olmasına rağmen en ünlüsü Capri Adası. Nedeni; orada çok film çekilmesi... Bozcaada'da biz 'Güle Güle' filmini çektikten sonra Bozcaada her bakımdan katladı. Arazi fiyatlaarttı, gelen turist sayısı fazlalaştı vs... Dolayısıyla insanlar nereye gidip, film çekerlerse çeksinler; eğer belli bir bilinç varsa, yöre halkının bu insanlara sahip çıkması lazım. Yöre insanları, bunun ne kadar büyük bir fırsat olduğunun bilincinde olmalılar... Ama öyle değiller. Görüyorsunuz Doğu'da saldırılar oldu. Ferdi olaylardı belki ama yöre insanları çok da sahip çıkmadı.

OSCAR'I ALAMIYORUZ

* 'Sacayağı'ndaki en büyük iddianızın iddiasız bir film çekmek olduğunu söylüyorsunuz. Neden iddiasızsınız? Filmimizin elbette bir iddiası var; o da iddiasızlığı... Naif ve sıcak ilişkileri işleyerek, günümüzde unutulmaya yüz tutmuş, yardımlaşma ve hoşgörüyü işleyerek sinema filmi yapmak büyük bir iddiadır. İddiasız işe kalkışmak zaten bir iddiadır.

* Günün birinde Oscar kazanacağımız konusunda iddialı olan kişiler arasındaydınız ama şimdi iddiasız bir film çektiğinizi söylüyorsunuz. Bu bir çelişki değil mi? Hep günün birinde bu ülkeye bir Oscar getireceğiz dedim ama benimle alay ettiler. 'Güle Güle' filminden önce bunu söylediğimde 'Ben Oscar alacağım' iddiasında bulunmuşum gibi algılandı. Değil be kardeşim! Yabancı Oscar dalında sınır İtalya'dan başlar ama Akademi, İtalya'yı, Yunanistan'ı çok sempatik bulmadığı için "Türkiye'den başlayıp, Malezya'ya kadar giden bir şeritte inşallah iyi bir film çıkar da oraya veririz, böylece Amerikan Akademisi'nin, Amerikan halkının, Amerikan sanat dünyasının ne kadar âli cenap olduğunu gösteririz" gibi bir dürtü içindeler. Hep Oscar'ı bize uzatırlar ama biz alamayız.

APTALLIĞA GEREK YOK!

* Peki sizce temel sorun ne? İddialı İspanyol hatta Hint filmlerine baktığınızda birçoğu bütçesi çok büyük olmayan filmler. Ama sinema masraflı bir şey. Onun saniyesi para... Yani bu işe başlarken illa belli bir para olacak. Ama hani o bazı kardeşlerimizin -ismi lazım değil- inanılmaz bir aptallıkla döktükleri paralara ihtiyaç yok! Hatta ben öyle iddia ediyorum ki; o kadar büyük masraflarla çekilmiş o filmlerin birçoğu o masrafların yarısı ya da dörtte biri bütçelerle çekilebilirdi. Demek ki, bir gösteri içindedirler. Ha evet! Sinemada belli bir mastürbasyon vardır. Ama bizim etimiz belli. Bizim fakirliğimiz belli, onun için tasarruflu yapmak da lazım. Biz bu filmi tasarruflu da yapıyoruz. O bakımdan da benim istediğim bir yere oturuyor şu anda çektiğimiz 'Sacayağı'.