'Likidite oyunu aniden biterse türbülans olur'

Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, OECD toplantısının konuşma metninde yer alan 'likidite bolluğu' uyarısına konuşmasında yer vermedi. Şener'in konuşma metnine göre, 'uluslararası piyasalarda yaşayan likidite bolluğunun ve içsel dinamiklerin aniden tersine dönmesi olası.' OECD ve Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) ortaklığıyla İstanbul'da düzenlenen "Toplumların ilerlemesinin ölçülmesi ve teşvik edilmesi'' konulu ikinci OECD Dünya İstatistik, Bilgi ve Politika Forumu dün başladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Abdüllatif Şener, OECD Genel Sekreteri Angel Gurria, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Başkanı Kemal Derviş'in de aralarında bulunduğu ve toplam 110 ülkeden bin 200'ün üzerinde davetlinin katıldığı toplantıda konuşan Şener'in basın mensuplarına dağıtılan konuşma metninde yer alan, ancak konuşmasında yer vermediği uyarı şöyle:

SİYASİ DALGA OLUR
"Uluslararası piyasalarda bulunan nakit bolluğu aynı zamanda bazı riskleri de beraberinde getiriyor. Son dönemlerde uluslararası piyasalarda yaşanan likidite bolluğu ve içsel dinamikler aniden tersine dönebilir. Genelde herkesin memnun olduğu bu 'oyun' ani olarak durduğunda ne olacağını kimse bilmemektedir. Bu durumda olası finansal bir türbulansın beraberinde ekonomik ve siyasi dalgalanmaları getireceğini hesaba katmak gerekir." Şener, ikinci OECD Dünya İstatistik, Bilgi ve Politika Forumu'nda büyümenin ve refahın ölçülmesi, iklim değişikliği, çevre ve sağlık sorunları, gelir dağılımındaki düzensizlikler ve ekonomik küreselleşme gibi tüm dünyayı ilgilendiren bir yığın küresel soruna ışık tutulmasının hedeflendiğini bildirdi. Şener, forumun açılışında yaptığı konuşmada, mali dengesizlik, gelir dağılımındaki adaletsizlik, yoksulluk, çevre ve güvenliğin insanlığın temel sorunları olarak ön plana çıktığını, bu sorunları aşmak için yüzeyde görünenden daha derinlere inerek bu sorunlara yaklaşımı yeniden sorgulamanın zamanının geldiğini bildirdi. Küreselleşmenin, yeniden yapılanma sürecini başlattığını söyleyen Şener, bu sürecin, üretim ve ticari faaliyetlerde köklü değişimlere neden olduğunu belirtti. Şener, ulusların zenginliğinin, dikey ve yatay anlamda aynı hızda artmadığını, ekonomik bütünleşmenin ve refah artışının yarattığı olanaklardan bütün uluslar ya da her bir ulusun toplumsal sınıflarının hepsinin aynı ölçüde yararlanamadığını anlattı.