Uluslararası Kızılhaç'la ilgili bir çelişki daha var. "Örgüt temsilcileri, savaş bölgelerine insani yardım götürdükleri halde neden saldırıya uğruyor, hatta öldürülüyorlar?" soruma Kellenberger'in cevabı, "Bütün dünyada 12 bin Kızılhaç temsilcisi görev yapıyor. Çok tehlikeli bölgelerde çalıştıkları doğru ama, bize neden saldırdıklarını, saldıranlara sormalı. Ekim 2003'te Bağdat'taki merkezimiz bombalandı. Bunun basit bir cevabı yok. Birilerini etrafta görmek istemediğiniz zaman saldırırsınız," oluyor. "Peki neden Kızılhaç temsilcilerini istemiyorlar?" diye soruyorum. Kellenberger "Bölgede olunca etrafta olup biteni gören gözler oluyor," diye yanıtlıyor. Bunun üzerine "Sizin casus olduğunuzu düşünenler var mı?" diyorum. Galiba böylesine açık bir soru beklemiyordu. Bir an durakladı: "İnsanların ne düşündüğünü hiçbir zaman bilemezsiniz. Saldırmalarının bir nedeninin, bizi oradan uzaklaştırmak olduğunu düşünüyorum. Uluslararası Kızılhaç sadece acil yardım götürmüyor. Biz istikrarın sağlanmasına da katkıda bulunuyoruz. Bölgede istikrarın oluşmasına karşı bir grupsanız, istikrara katkıda bulunan bir örgütü istemezsiniz değil mi?" Gerçekten de Kızılhaç görevlileri, insani yardım götürdükleri için başkalarının göremediği birçok olaya tanık oluyor. Bu da zaman zaman 'casus' suçlamalarıyla karşı karşıya kalmalarını sağlıyor. Ama yine de ölüm tehdidi altında bile olsalar, Kızılhaç temsilcilerini geri çekmiyor.
Yayın tarihi: 17 Haziran 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/06/17/pz/haber,B048D420FD1D4AE18277078AF5C0F3D4.html
Tüm hakları saklıdır.