Geçen haftayı Adana Altın Koza Film Festivali'nde film izleyerek, kebap yiyerek ve Amerikan Pazarı'nda alışveriş yaparak geçirdim (Pişmanım, o son ayakkabıyı almayacaktım artık müflis bir yazarım!) İşte Koza'nın sevindiren ve çıldırtan notları:
SEVİNDİREN NOTLAR* Adana halkının sinemaya olan ilgisini artırmak ve insanları, sinema üretenlerle birebir ilişkiye sokmak için mükemmel bir organizasyon oldu. Gösterilerden sonra film ekibine halkın sorduğu sorular, değme gazetecilere taş çıkarttı. Bu arada Adana seyircisi hayli delikanlı. 'Kader' filmindeki küfürlü dilden o kadar rahatsız oldular ki, filmin sonundaki oyuncu-yönetmen- seyirci buluşmasında "Bu kadar küfre ne gerek vardı kardeşim" diyen seyirciler az daha olay çıkarıyordu. Ancak onlara cevabı da yine filmi çok beğenen Adanalı izleyici verdi. Kavga çıkmadı ama fikirler heyecanla tartışıldı. İşte bizim Çukurova insanına da böylesi yakışır. Bir Mersinli olarak Adanalı dostlarımın sanat ve sanatçıya saygısına hayran kaldım...
* Adana Belediye Başkanı Aytaç Durak sanata olduğu kadar trafik kurallarına da saygılı biri. Lakin ödül töreni çıkışı eskortları ile kırmızı ışıkta durması çok hoşuma gitti. Ayrıca bir film festivalini bu denli çaba ile yaşatması da tabii ki takdire şayan.
ÇILDIRTAN NOTLAR* Festivalin bu yılki ana teması çocuk istismarlarının sona ermesi üzerine kurulu idi. Oysa yarışma bölümüne seçilen 'Polis' filminde ana karakterin bir suçluyu tutup, 8 yaşlarındaki torununa 'Gel şimdi de sen vur' diye dövdürmesi hem bu konsepte aykırıydı, hem de son zamanlarda sinemada gördüğüm en dayanılmaz ve saçma sahnelerden biriydi. Maşallah jüri; filmleri çok güzel seçmiş. Bunun yanı sıra 'Adem'in Trenleri' gibi bir filmi festival dışı bırakmaları ilginçti. Buradaki kriteri çok merak ediyorum.
* Kadir İnanır'ın salona herkes oturduktan ve tören başladıktan sonra girmesi çok ayıptı!
* Ödüller anons edilirken ödül alan bir isim, festivalde yarışan birden fazla filmde görev aldıysa o filmlerin hepsinin görüntüleri yayınlandı. Biz bu insanların hangi filmdeki işleriyle ödül aldığını anlamadık. Herhalde yaptıkları tüm işler şahane ve ödüllüktü.
* 'Kader', 'Takva' gibi filmlerin jüri tarafından görmezden gelinmesi gerçekten çok şaşırtıcıydı. Festival jürilerinde sıkça gördüğümüz 'Orada yeteri kadar ödül aldı, burada almasın, diğerlerine yazık!' mantığı festivallere olan güveni yokeden bir durum.
* 'En İyi Film' ödülünü almaya çıkan yönetmen Sırrı Süreyya Önder'in Korhan Abay tarafından 'Vakit kalmadı, çabuk konuşun' diye uyarılması; sonra da Abay'ın program kapanışında uzun bir şiir okuması hakikaten çıldırtıcı bir an olarak tarihe geçti. Yahu adam en iyi filmi kazanmış, bırak da bir iki laf etsin! Tutmasalar, Sırrı Abi paralayacaktı vallahi Korhan Abay'ı. Sonuç olarak Altın Koza Film Festivali çok iyi niyetli bir organizasyon. Ancak gerçek bir film festivali yaratmak için iyi niyetten fazlası lazım. Devamlılık, insanların isyan etse bile karşı çıkamayacağı sonuçlar ve tabii kişisel çıkarları, Türk Sineması'nın altında tutabilecek bir yaşam anlayışı... Ama Adana'ya güveniyorum. Birkaç yıla kadar tüm bu sorunlar çözülüp, Türk Sineması'nın ödül almaya koşacağı bir festival olacak Altın Koza...
Bugünkü Tüm Yazıları
'Altın Koza'dan çıldırtan ve sevindiren notlar!
Yayın tarihi: 12 Haziran 2007, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/06/12/gny/haber,CD068DB8E86847FEABC9DBE7208762FF.html
Tüm hakları saklıdır.