kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 12 Haziran 2007, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
Günaydın 
YÜKSEL AYTUĞ

Tutacak dilek mi bıraktınız?

FOX'taki Bir Dilek Tut yarışmasında iki hafta önce Yeşim Salkım ile Hilal Cebeci arasında yaşanan "Gelirsem oraya o mikrofonu ağzına sokarım" seviyesindeki diyalogdan sonra programa yeni bir isim önermiştim: Bir Çeneni Tut!.. Bu hafta gördüm ki bu isim de az gelecek... İstemeye istemeye de olsa programda yaşanan rezillikleri izlemeyenler için yazmak zorundayım. Tartışma sırasında yarışmacı koçları ve jüri üyelerinin ağızlarından dökülenler şöyleydi:

ŞENAY DÜDEK (Ferhat Tunç'a): Delikanlıysan söyle...

FERHAT GÜZEL (Şenay Düdek'e): Oturduğun yerden dünyayı götürmüşsün, ahkâm kesiyorsun...

ŞENAY DÜDEK: Alooo! Türkiye Cumhuriyeti'nde beni kimse suçlayamaz. Suçlayanın beynine kurşun sıkarım!..

DENİZ SEKİ: Bu akşam burada Melih Kibar'ın kemiklerini sızlattık.

FERHAT GÜZEL: Melih Kibar'a Allah rahmet eylesin ama şarkının aranjesini de biraz arızalı yapmış.

DENİZ SEKİ: Haddimizi bilelim. Ölmüş bir bestekârın aranjesi hakkında böyle konuşmak kimsenin haddi değil.

FERHAT GÜZEL (Deniz Seki'ye): Siz önce şu eteğinizi bacağınızın üzerine doğru çeker misiniz?

DENİZ SEKİ: Terbiyesizlik yapma!..

FERHAT GÜZEL (Yarışmanın orkestra şefi Tayfun Balarısı'nı kastederek): Zaten onun da bu işte avantası var!

TUĞBA EKİNCİ (Yeşim Salkım'a): Siz bana geçen hafta Küçük Hülya deyip durdunuz. Ben size hiç Küçük Uzan diyor muyum?

YEŞİM SALKIM: Çok içinize oturmuş bu Hakan Uzan... Siz de bulun bir tane o zaman?

YARIŞMACI SERKAN (Koçluğunu yapan Tuğba Ekinci'ye): Sen her gece uyumadan iki elini aç ve Allah'a "İyi ki bu güzelliği bana vermişsin" diye dua et. Çünkü başka hiçbir şeyin yok!.. Evet, bunların hepsi, "toplumsal yardımlaşma ruhunu canlandırmayı" amaçlayan, sosyal ve ahlaki misyonu olan bir yarışmada söylendi. Sonradan pişman olup, defalarca özür dilediler ama ne fayda? Sadece o kadar da değil. Ferhat Güzel ve Tuğba Ekinci yarışmaya şarkı sözlerini bile ezberlemeden çıkmışlardı. Ekran başındaki seyirciyle adeta alay ettiler. Haydi bizi bir kenara koyun, orada hasta annesini iyileştirmek, ölüm döşeğindeki kocasına şifa bulmak için şarkı söylemeye çalışan insanlara ve onların ailelerine de mi saygınız yok? Yarışmanın ortasında Tuğba Ekinci haykırıyor: "Aaa bu sehpanın boyu niye bu kadar kısa canım, olmaz ki böyleee!" Yeşim Salkım bu hafta laf arasında "Bazı köşe yazarları abuk sabuk şeyler yazıyorlar" dedi. Sanırım programdaki seviye ile ilgili eleştirileri kastetti. Tavsiyem, son programın kaydını birkaç kez izlemesi... Bence bu programı çığırından çıkaranların topluca bir dilek tutmasında fayda var: "Allahım, günahlarımızı affet ne olur!.."