Olay yeni ama hemen aklıma geçtiğimiz yıl yaşadığımız bir benzerini getirdi. Nilgün-Ali Gündüz çifti, yelkenle dünya seyahatine çıkıyordu. Amerikan bayraklı bir de tekneleri vardı. Yıllar önce keselerine uygun bulup almışlar. Dünyayı kendi bayrağımızla dolaşalım diye çalmadıkları kapı kalmadı. Bu yüzden yolculuklarını aylarca ertelediler. Yok... Yok... Yok... İzin çıkmadı. Sonuç: Türk bayrağıyla gezemezsin! Geçtimiz salı günü Erden Eruç'u, kürekle Pasifik Okyanusu'nu geçmek üzere San Francisco'dan yolcu ettik. Onun da benzer bir problemi olduğunu biliyordum. "Ne oldu?" diye sordum. Olmamış. Kime sorduysa, olumsuz cevap almış. "Ben tekneyi basit bir satış sözleşmesiyle aldım. 'Motoru bile olmayan eski bir sandalı, hayatta yurda sokamazsın,' dediler. Ben de kendi kendime bir çözüm geliştirdim," dedi. Teknesindeki altı küreğin ucuna da ay yıldız yapmış. Dört tanesini teknenin üstünde yedek olarak taşıdığı için bayraktan daha fazla dikkat çekeceği muhakkak. Bazı şeyleri anlamak mümkün değil. Bir yandan ülkemizi tanıtacağım diye 100 milyonlarca dolar harcayacaksın, diğer taraftan da sana en büyük reklamı yapacak insana bayrak bile taşıtmayacaksın.
YERLİ SANAYİİ KORUMA İkinci el tekne ithaline karşı çıkanlar, akılları sıra yerli sanayii koruduklarını sanıyorlar. Duvarlarla koruma... Ne kadar çağ dışı... Otomobilde yıllarca bunu yaptık. Sanayimiz o zaman mı gelişti, aynı şartlarla mücadele ettiği zaman mı? Bugün 500 ya da bin doları veren, teknesine Amerikan bayrağı çekebiliyor. Amerikalı'nın bizim kadar aklı yok ya (!) herhalde ondan!.. Bir ülke, gerçek prestijini, yetiştirdiği bilim adamı, sanatçısı ve sporcusuyla sağlar. Erden Eruç, tek başına San Francisco'dan Avustralya'ya Pasifik geçisini, sekiz ayda tamamlamaya çalışacak. Ve Pasifik'i tek başına kürekle geçen dördüncü kişi olacak. Uzaya çıkan tonla da aya giden insan sayısı bile üç kişiden daha fazla... Yani adam böylesine zor bir işe soyunmuş. Üstelik sadece okyanus geçmeye çalışmıyor. Yaşadıklarını da ağırlıklı olarak okullarda verdiği sunumlarla duyuruyor. Onu yolcu etmeye gelenler arasında Okyanus Kürekçileri Derneği Başkanı dahil pek çok ülkeden insan vardı. Onlar Türk sporcusu Erden Eruç'u uğurladılar, ama Erden teknesine Türk bayrağını çekememişti. Bayrağını gönlünde, yüreğinde, küreğinde taşıyarak denizlere açıldı. Keşke Avustralya sahillerine, ay yıldızlı bayrağını dalgalandıra dalgalandıra varsaydı. İnsan ister istemez "Kendi insanına bayrağını astırmayanlar, bu bayrağı bizden fazla mı seviyor?" diye sormadan edemiyor.
Yayın tarihi: 10 Haziran 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/06/10/pz/haber,C9641CF2F4F6433FB164DE7140881E56.html
Tüm hakları saklıdır.