kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 9 Haziran 2007, Cumartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

'Önce bir milletvekili olalım, bakanlık Başbakan'ın takdiri'

ŞELALE KADAK
ŞELALE KADAK
İLİŞKİLİ HABERLER
'Önce bir milletvekili olalım, bakanlık Başbakan'ın takdiri'
* Siz neye talipsiniz?
Türkiye 2001 krizinden sonra bir tamirat dönemine girdi. Böyle bir dönemde de elde edilmiş olan ekonomik başarıların artık kalıcı ve sürdürülebilir bir hale getirilmesi için ben bu işe talibim. 5 bin 500 dolar seviyesinde olan kişi başı milli gelirin 2013 yılında 10 bin dolara getirilmesinin arayışı içinde olacağım. Bir ilki göreceksiniz. İlk defa bir partinin seçim beyannamesinde sanayi stratejisi ve sanayi politikalarını göreceksiniz.

* Ankara 2'nci bölgeden adaysınız...
Ben istedim bu bölgeyi. Rica ettim Başbakan'dan. Sebebi şu. Ben 2'nci bölgede oturuyorum. Diğer taraftan 2'nci bölge Ankara'da sanayinin en yoğun olduğu bölge. Geçen seçimde, yüzde 82'lük bir katılım olmuş o bölgede. 1 milyon 100 bin insan oy vermiş. 454 bin oy almış AK Parti. İkinci parti CHP 252 bin oy almış. Nerdeyse iki katı.

* Sanayi Bakanlığı için adınızın geçtiği çok konuşulmaya başladı...
Önce bir milletvekili olmam lazım. Milletvekili seçildikten sonra da bu konu sayın Başbakan'ın takdiridir. Benim kalkıp, ben şunu istiyorum demem doğru değil. Ben hizmete talibim. Onun için zaten geldim, bu siyasi yapıya girdim. Ama gelirken de illa şu makamda olacağım, olmazsam olmam diye bir düşünce içinde olmadım. Neticede bir takımın içine giriyorsun.

* İstanbul'daki işadamları politikadan daha uzak duruyor. Ama Ankara'da durum tam tersi. Kentin hem sanayi hem de ticaret oda başkanı siyasete atılıyor. Bunu neye bağlıyorsunuz?
Yine tevazu göstermeyeceğim bir konuyu açtınız. ASO'ya ilk başkan olduğumda, 1995 yılında İstanbul'da bir toplantıya gittim. Birileriyle tanışırken, elimi uzattım, 'Ben Ankara Sanayi Odası Başkanı' diye kendimi tanıttım. Karşımdaki 'Anlamadım' dedi. Ben tekrarladım. Bu kez dedi ki, 'Zafer Bey sizi anladım da, siz sanayisi olmayan Ankara'da nasıl başkan oluyorsunuz. Sanayi mi var Ankara'da?' dedi. Şimdi Türkiye'de Ankara'da sanayi var mı herkes öğrendi. Şu belki. Biz tabii çok ön plana çıktık. Çok şeyler yaptık. Gündeme oturacak konuları tartıştık. ASO, Türkiye'nin ekonomisinde söz sahibi olan, söyledikleri kanun olan bir yer oldu. Sayın Başbakan da zaten, 'Sen ASO'da çok şey söyledin, yaptın. Şimdi gel taşın altına elini koy. Beraber yapalım' dedi.

BEN DE ATATÜRKÇÜYÜM!

* Yakın çevrenizde AKP'ye girmenizden tedirgin olanlar olmuş. Laiklik konusunu söylemişler. Yapılan mitingleri de düşünecek olursak, karar verirken bunlardan etkilenmediniz mi?
Mitinglerde dile getirilen konu cumhuriyetse, cumhuriyete bağlılık noktasında ben Başbakan'da da, AKP'de de en ufak olumsuz bir şey görmedim. Çok net söyleyeyim. Ne öncesinde, ne sonrasında, ne bugün, cumhuriyet konusunda, Atatürkçülük, demokrasi, laiklik ve çağdaş değerlerin korunması konusunda benim görüşlerimi herkes bilir. Ben AKP'de de aykırı bir durum görmedim. Beni şüpheye düşürecek bir kelimeye şahit olmadım. Mitinge gidenler bayraktan ne anlıyorlarsa, Başbakan Erdoğan da aynı şeyi anlıyor.

* Peki ya cumhurbaşkanlığı seçimi?
2002 yılında yapılan seçimde oluşacak olan parlamentonun cumhurbaşkanını seçeceğini kimse bilmiyor muydu? Belli bir takvime bağlanmış bir şeydi bu. Siyasal çoğunluğu olan birinin de bu kişiyi kendi partisinden belirlemesi kadar doğal bir şey olamazdı yani.