Zenith saat davası

Siyaset sıcak mı sıcak.
Ortalık allak bullak.
Laf çok, senaryo, şehir efsanesi, komplo teorisi daha çok.
Bu girişten sonra bir gözlem:
Deniz bey, Demirel'e öteki liderlerden daha yakın.

"Gözlemimizi" Demirel'e söyledik.
Sonra "tepkisini" dinledik:
- Herkese eşit mesafedeyim.
- Hiçbirine, mesafe bakımından benim tarafımdan yaratılmış bir farklılık yok.
- Sayın Baykal'la geçmişte siyasi mücadelemiz oldu.
- Çankaya'da iken zaman zaman parti liderleriyle konuştum... Deniz bey de vardı.
- 7 yıldır yine herkesle konuşuyorum.
- Sayın Baykal'la müşterekimiz ülke sorunları.

- Efendim laf çok... Demişsiniz ki...
- Gazetelerde çeşitli yorumlar var... Yok demişim ki, benim kafam Zenith saat gibi çalışıyor.
- Demediniz mi?
- Asla... Yalan... Hayır.
- Erkan Mumcu için de bazı şeyler... Söylediniz mi?
- Kimseyi karşıma almam... Yok böyle bir şey.

Demirel:
- Senaryolar kuruyorlar.
- Benim ağzımdan duyulmayan şey bana ait değildir.
- Ben yapıcıyım.
- İstiyorum ki 2 seçim (milletvekili ve Çankaya) Türkiye'nin sorunlarına çözüm getirsin.
- Yeni bir sancı çıkmasın.
- Hiçbir senaryonun mucidi değilim... Hiçbir senaryonun odağında yokum.
- Sayın Demirel sol birleşti, sağ beceremedi.
- Önemli bir fırsat kaçırıldı... Ama birleşmeyi halk sandıkta yapar... Birleşmediler diye kimse memnun olmamalı... Halk gereğini düşünür.