Bir ara nefesler tutulmuştu. Çünkü, Amerikan Kongresi'nde 24 Nisan öncesi sözde Ermeni soykırımı tasarısının geçmesine kesin gözle bakılıyordu. Önce Dışişleri Bakanı
Abdullah Gül ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral
Yaşar Büyükanıt bu konuyu şubattaki Washington gezilerinde birinci sıraya aldılar. Sonrasında, art arda milletvekili heyetleri ABD'ye çıkarma yaptılar. Sonuç yine de olumsuz ağırlıklı belirsiz görünüyordu. Sonra Türkiye kendi iç kavgalarına dönünce bu sorun da unutuldu. Sanki, tamamen ortadan kalkmış gibi bir hava doğdu. Türkiye'nin Washington Büyükelçisi
Nabi Şensoy' a sordum. En başından beri konuyu büyük titizlikle izlediklerini belirterek, daha bu işin kapanmadığı uyarısında bulundu ve şunları söyledi:
"ABD Kongresi başta Irak olmak üzere diğer başlıklarla meşgul. Türkiye'de bu iş galiba unutuldu deniyor. Ama Ermeni lobisi hiç de öyle düşünmüyor. Kanımca, tatil dönemine denk gelen yaz aylarından ziyade eylülde yeniden tasarıyı getirmek için taarruza geçecekler. Bu işte bir saniye bile rehavet olmamalı. Her hafta iki günümü Kongre'de geçiriyorum.'' Durum aynen böyle. Türkiye bir kriz patlamadan onun tedbirlerini almayı bir türlü öğrenemedi. Bıraktığı cephelerdeki adamları da kendi başlarına bir şeyler yapmaya çalışıyor.
Tıpkı, Washington veya diğer başkentlerde bir avuç büyükelçilik çalışanının on milyonlarca dolarını ve binlerce adamını bu işe adayan Ermeni lobilerine verdiği Plevne savunması tarzı mücadele gibi. Sonra da, 'Vay alçak ABD, adi Fransızlar. Ambargo uygulayalım da görsünler. Zaten Dışişleri de bizim çok zayıf' denilip işinden çıkılıyor. Ama işler böyle yürümüyor.
Yayın tarihi: 4 Haziran 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/06/04//haber,8901F58C3EC44D37A9134230E2814B2E.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.