'Ebu Garip raporunu biz hazırladık'

"Peki, 1.1 milyar İsviçre Frank'lık bütçesinin neredeyse yüzde 90'ı ABD ve AB ülkelerinden bağış olarak gelen bir örgüt nasıl bağımsız olabilir?" diye sordum. Jacob Kellengerber gülümsedi: "2000'den beri örgütün başındayım. ABD en büyük bağışı yapıyor ve ABD açısından da hiç kolay bir dönem değil. Ama hiçbir zaman bağımsızlığımıza karşı bir tavır koymadılar." Gerçekten de ilginç bir çelişki yaşanıyor. Örgütü ayakta tutan temel direklerden biri Washington ama, ABD'nin dünyadaki saygınlığını sarsan Ebu Garip Hapishanesi'ndeki işkenceyi ortaya çıkartıp ilk rapor eden Uluslararası Kızılhaç Örgütü. Kellenberger "Evet işkenceyi biz ortaya çıkardık," diye anlatmaya başladı ama hemen ekledi: "Rapor bizim raporumuzdu ama ne açıkladık ne de basına sızdırdık. Raporumuzu gizlilik kaydıyla Amerikan Dışişleri Bakanlığı'na verdik. Biz sızdırmadık. Bizim kontrolümüz dışında bir olay var. O da tamamen gizli olan raporlarımızın sızdırılması. Gizlilik bizim için son derece önemli. Gizli dediğimiz zaman, bunun gerçekten gizli olacağından insanlar emin olmalıdır. Gözaltı yerleri açısından bu özellikle önemlidir. Çatışma bölgelerinin izlenmesinde de bu kural büyük önem taşıyor." Israr ettim: "Devlet güçlerinin şiddet uyguladığını görüp nasıl tarafsız kalabiliyorsunuz? Rapor hazırlayarak eleştirdiğiniz ülke nezdinde saygınlığınızı nasıl koruyorsunuz?" Kellenberger de ısrarlıydı: "Silahlı çatışmaya taraf herkese aynı şekilde yaklaşıyoruz. Sudan'ı örnek vereyim. Şubatta Darfur'daydım. Hem hükümetle hem isyancı gruplarla konuştum. Eğer isyancı bir grup da uluslararası insan hakları kurallarını ihlal ederse, onlarla da devlet güçleriyle konuştuğumuz gibi aynı açıklıkla konuşuyoruz. Nasıl devlet güçlerinin ihlallerini söylüyorsak, isyancı grupların da ihlallerini açıkça bildiriyoruz."