kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 27 Mayıs 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
EMRE AKÖZ

Fenerbahçe'nin 3 sorunu

Bugün Fenerbahçe'den söz etmek istiyorum. Gecikmiş bir yazı ama ne yapalım, siyasi krizden başımızı kaldıramadık.
Siyasi kriz deyip geçmeyin her yere bulaşıyor. Hatırlayalım: Geçen yıl F.Bahçe, şampiyonluğu son maçta kaçırınca, taraftar ve yönetim şoka girmişti.
Ama yine de son bir gayretle " F.Bahçeliler, bayrak asın! " çağrısı yapılmıştı. O kadar çok bayrak asıldı ki G.Saray'ın taraftarları şaşırdı: Biraz da gıptayla, " Sanki biz değil de onlar şampiyon oldu " diye söylendiler.
Ama bu kez, hem de 100'üncü yılda şampiyon olunmasına rağmen, benzeri bir sarı lacivertli bayrak yoğunluğu görünmüyor.
Bunun tek nedeni kötü oyun olmasa gerek. Siyasi kriz insanları fena halde etkiliyor. Taraftar şaşırmış durumda: F.Bahçe için sevinsin mi, yoksa ülkesi için kaygı mı duysun? Neticede Türkiye kavramının 'değeri', F.Bahçe'den daha büyük, daha kapsamlı. Türkiye varsa, F.Bahçe de var.
Ülke kaosa sürüklenirken, F.Bahçe için sevinmek tuhaf oluyor. İnsanın içinden gelmiyor.

Aziz Yıldırım ve arkadaşları yeni bir " cumhuriyet " yarattı.
Stat mükemmel... Antrenman sahalarına, sosyal tesislere Avrupalılar dahi parmak ısırıyorFenerium mağazaları para basıyor... Kombine biletler ve localar anında satılıyor... Taraftarlar derneklerde örgütlendi...
Başkanın dudak uçuklatacak başka projeleri de var: Bir milyon taraftarı üye yapmak gibi... Bence bilgisayar ve cep telefonu çağında kesinlikle bir fantezi değil bu. Uygulamak mümkün.
F.Bahçe'nin bir kulüp olarak alıp başını gittiğini, başka bir sınıfa atladığını, herkesten önce diğer kulüplerin yöneticileri fark etti.
Ancak benzeri bir " ekonomik " ve " sosyal " hamleyi yapacak güçleri yoktu. Onun yerine " siyaset " yapmayı tercih ettiler.
Neydi F.Bahçe'nin yumuşak karnı?
F.Bahçe yönetiminin üç alanda sorunları vardı: 1) Medya ile arası iyi değildi... 2) Federasyon ile kavgalıydı... 3) Doğru teknik direktör ile doğru futbolcuları bir türlü bir araya getiremediği için özellikle Avrupa'dan hüsranla dönüyordu.
İşte bunlardan yararlandılar. Sonuç: 20052006 sezonunda F.Bahçe iki kupayı birden kaybetti.
Bunun üzerine G.Saray ve BJK yönetimleri kendilerini eleştirenlere dönüp şöyle dedi: " Hıh! F.Bahçe'nin parası var da ne işe yarıyor? Bakın iki kupayı birden ellerinden aldık. "
Türkiye'de "başarı" tüm yanlışları gizleyen sihirli bir örtüdür.
G.Saray ve BJK borç içinde yüzüyormuş.. Kulüplerin çözülemeyen ve yakın gelecekte de çözülecek gibi görünmeyen bin tane sorunu varmış... Ne gam! Kupaları kaptılar ya...
Ancak kazın ayağı öyle değildi. İlk başarısızlıkta olay çıkacaktı. Çıktı da: G.Saray büyük bir krize girdi.
BJK ise herkesin şahit olduğu hakem skandallarıyla kupayı alarak günü kurtardı, eleştirileri erteledi.
Ama buraya yazıyorum: İlk ciddi başarısızlıkta onlar da G.Saray'a benzeyecek. Camia kazan kaldıracak.
F.Bahçe, medya ve Federasyon ile olan sorunlarını halledebilir. Çünkü bunlar ' iradeyl e' ilgili; yani istersen, inat etmezsen yaparsın.
Zaten medya konusunda iyileşme göze çarpıyor. Yeterli değil ama gidişat fena değil.
Federasyon ile de bir uzlaşmaya varılacaktır. Kavgayı uzatmak kulübün hayrına değil.
Ancak benim pek umutlu olmadığım alan futbol konusu. Doğru hoca ile doğru futbolcuyu buluşturamama sorunu irade ile çözülemez.
Peki ne yapmalı? Cevap: Profesyonellik.
F.Bahçe artık yeni bir yapılanmaya gitmeli. Futbol şubesini, yönetimin orta ve uzun vadeli planlarına göre davranan profesyoneller yönetmeli.
Başkan Yıldırım da, futbolcu ya da hoca sorunlarıyla uğraşmak yerine locasında keyif çatmalı.