kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 27 Mayıs 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Siyasete ve gündeme duyarlı tüketici devri artık sona erdi!

ESEN EVRAN
30 ilde 6 bin hanenin günlük tüketimini ölçen KMG Araştırma'nın CEO'su Vural Çakır,"Eskiden ülkedeki her belirsizlik alışveriş sepetine yansır, tüketici frene basardı. Artık o dönem bitti, ama üretici hâlâ korkuyor" diyor..
Türkiye'nin 30 ilinde 6 bin hanenin günlük tüketimlerini Hane Tüketim Paneli araştırması ile ölçen KMG Araştırma'nın CEO'su Vural Çakır, "Ne Cumhurbaşkanlığı seçimi, ne de genel seçimler. Artık tüketici bu tür şeyleri tehdit olarak algılamıyor. Bunu günlük tüketimlerinden anlıyoruz, frene basmıyor. Eğer bir frene basma eğilimi varsa, o da üreticiye ait" dedi. Eskiden en küçük bir belirsizlikte tüketicinin harcama iştahında kesilme gözlemlediklerini anlatan Çakır, "Artık tüketici, 'Bu benim hayatımı etkilemez' noktasına geldi. Bunu bir inanç olarak da yorumlayabiliriz, ülkenin hareketliliğini kanıksama olarak da. Geçen yılın aynı dönemine göre harcamalar reel olarak yüzde 6 arttı" diye konuştu. Türkiye'de araştırma sektörünün tarihine tanıklık eden Vural Çakır, 1990'larda araştırma şirketi Zet'i ACNielsen'a sattı. Daha sonra KMG Araştırma'yı kuran Çakır, geçtiğimiz günlerde de bu şirketi dünyanın üçüncü büyük araştırma şirketi Ipsos'a sattı. Çakır ile bu satış sürecini ve Türkiye'deki tüketici tercihlerini konuştuk.

SİYASİDEN TALEP YOK

* Araştırma şirketi kurup, büyütüp, sonra da satmak sizin rutininiz mi oldu? Keşke mümkün olsaydı da uluslararası olmayı kendimiz başarabilseydik. Yerel araştırma şirketi olarak ya yurtdışında şirket alacaksınız, ya da böyle bir satış gerçekleştireceksiniz.

* Bu satın alma sizin faaliyet alanlarınızı genişletecek mi? Reklam araştırmaları konusunda çok ciddi teknikler gelecek ülkeye. Ipsos, araştırmacıların çok aktif olduğu bir şirket. Türkiye'de kullanılmayan bir sürü modelleri var. Sadakat ve sadakat ölçümü, çok üzerinde durdukları bir konu.

* Siz siyasi araştırmalara girmiyorsunuz. Neden? Bilimsel bilgi talebi siyasette fazla yok. Araştırma sektörü içinde çok düşük bir ciro payı var. Düzenli bir iş de değil, sadece seçim dönemleriyle sınırlı kalıyor. Bir iki liderin imajını ölçtük. Sözgelimi ne yaparsa geniş kitlelerin sevdiği bir insan haline gelir diye çalıştık. Mesela bir lider o günden sonra daha yumuşak, daha demokratik mesajlar vermeye başladı ama ismini vermenin anlamı yok şimdi.

İSTİKRAR SORULMUYOR

* 90'ların başından bugüne şirketlerin sizden öğrenmek istedikleri şeylerde nasıl bir değişiklik oldu? Beş yıl öncesine kadar Türkiye'ye yatırım yapacak yabancılardan Türkiye'deki siyasi istikrar konusundaki sorgulamalar ciddi olarak önümüze gelirdi. Ülkenin geleceğini anlama ve tanımaya yönelik araştırmalar öne çıkardı. Son dönemde bu tür soruların gelmediğini görüyoruz. Şimdi rakipleri, rekabet analizlerini ve pazarlama politikalarını sorguluyorlar.

* Yabancılar sormuyor, peki Türkler de vazgeçti mi? Hayır biz vazgeçmedik. Bu soru bizim kendi kendimize sorduğumuz bir soru oldu daha çok. Yerliler daha yüksek ölçüde bu işleri risk olarak algılıyorlar.

* Son dönemde miting alanlarındaki kitleyle gündeme gelen 'Yeni orta sınıf' kavramı hakkında ne düşünüyorsunuz? Biz ne zaman Türkiye'ye baksak kendi bulunduğumuz çevreyle ilgili değerlendirmelerden etkileniriz. Geçenlerde bir dostum, "Artık genç kızların sosyalleşme alanı alışveriş merkezleri" dedi. Ama Türkiye'nin yüzde 40'ı hâlâ kırda yaşıyor. Orta sınıf kavramında mitinglere bakarak bir yorum yapabiliriz belki ama Türkiye'de 45 milyon seçmenle karşı karşıyayız. Orta sınıf içindeki değişimin bir bölümünü yansıtıyor olabilir miting alanları. Ama daha geniş bir eski orta sınıf var.