kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 20 Mayıs 2007, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Bedava stil danışmanı bir yerine üç aldırıyor!

ESEN EVRAN
Gucci, Beymen ya da Vakko olması şart değil. Boyner ya da Topshop'taki 10 YTL'lik tişört için bile, 'stil danışmanı' isteyebilir, mağazada 1 saat gezebilir, almadan çıkabilirsiniz..
Artık mağaza açıp, rafları doldurup, müşteri bekleme devri bitti! Müşteriyi heyecanlandıracaksın, satın alma isteği yaratacaksın, SMS ile arada kendini hatırlatacaksın ve hatta mağazada bir stilist istihdam edip, ne alacağına karar veremeyen müşteriye tahsis edeceksin. Üstelik bunun için de hiçbir ücret talep etmeyeceksin. Özel servis danışmanlığı eskiden sadece Beymen, Vakko, Armani ve Gucci gibi üst gelir düzeyine hitap eden mağazaların müşterileri için uygulanırdı. Şimdi kitle markaları da müşteriyi yoldan çıkarmak, ya da mağazaya çekmek için bu hizmeti veriyor. Mağazaya telefon ediyorsunuz, "Bir etek alacağım, ama nasıl bir şey istediğimi bilmiyorum" diyorsunuz. Onlar "Hay hay" diyorlar, "Hangi gün uygunsunuz, gelin stil danışmanımız size eşlik etsin." Kulağa hoş geliyor... Yanınızda mutlaka bir arkadaşla alışveriş etmeye alışıksanız ve kimseyi de bulamamışsanız, işten anlayan birinin size "Size onun yerine bu daha çok yakışır" diye yol gösterecek olması hiç de fena olmazdı doğrusu. Çekingen çekingen "Nedir ücreti ki?" diye sorunca gururlu bir ses "Ne ücreti efendim, bu bizim hizmetimiz" diye cevap veriyor. Bu hizmeti şu anda Boyner Mağazaları ile Debenhams ve Topshop veriyor... Merakımı gidermek, sonra da başıma gelenleri yazmak için geçen hafta Maslak Boyner'in stil danışmanı Çiğdem Oruntak'ın müşterisi oldum. Bir telefonla istediğim saate hemen randevu aldım. Saat 16.00'da mağaza girişinde buluştuk, ben hemen pastel, toprak rengi ve beyazların olduğu askılara doğru yönelirken, Çiğdem Hanım usta bir manevrayla beni kırmızı ve siyahların olduğu reyona çekiverdi. "Kırmızı kendinizi yorgun ve depresif hissettiğinizde iyi gelir, kırmızının yakışmayacağı kadın yoktur" derken ben çoktan havaya girmiştim bile. Sonra bunun gerçek bir alışveriş değil, haber için yaratılan bir senaryo olduğunu hatırlayıp nar çiçeği bluza uzattığım elimi geri çektim.

BİR SAATLİK TUR
Çiğdem Hanım ile önce elbiselere baktık, birkaç tane ayırdık. Ardından "etek-ceket" takımlara bakacak oldum, "Böyle bir zorunluluğunuz yoksa takım elbise sizin tarzınız değil" diye beni daha spor reyonlara yönlendirdi (çok da yerinde bir tespitti). Üst kata çıktık, ayakkabılara baktık, hiç aklımda yokken leopar desenli ayakkabıları deneyince ve de artık fotoğraf çekme zamanı gelince gerçek kimliğimi açıklamam gerekti. Çiğdem Hanım, beni kararsız bir müşteri olarak doğrusu çok mutlu etti, şimdi sıra gazeteci olarak soruları yanıtlamaya gelmişti..