Geçtiğimiz Çarşamba akşamı, Prof.
Niyazi Öktem ve yazar
Mustafa Akyol'un birlikte sundukları
' Sözün Erdemi' programındaydım.
Yeri geldi, bürokratik mekanizmalardaki saçmalığa varan tuhaflıklara örnek olarak, bir öğretim üyesinin nasıl
kendine oy atarak (yani sadece '
1' oy alarak) rektör seçilebileceğini anlattım.
Böyle bir şeyin nasıl mümkün olduğunu
17 Nisan günü bu köşede ayrıntılı olarak yazdığım için tekrarlamayacağım. Bana inanmayanlar
YÖK kanununa baksın.
Programdan sonra Prof. Öktem, "
Ne demek istediğini anlıyorum, sistemin çarpıklığına değiniyorsun ama pratikte böyle bir şey olmaz " dedi.
Hocaya ne cevap verdiğimi hatırlamıyorum ama içimden, '
olmaz demeyin, burası Türkiye' diye geçirmiştim.
Sonra ne mi oldu?
Bu ön bilgiden sonra, gelin dün gazetelere yansıyan haberi okuyalım: "
15 üniversitenin rektör atamalarını gerçekleştiren Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer, toplam
50 oyun kullanıldığı Kastamonu Üniversitesi'ndeki seçimde
15 oyla en fazla oyu alan Prof.
Mustafa Safran'ın yerine
2 oy alan Prof.
Bahri Gökçebay'ı tercih etti."
Oy kullanan diğer
49 öğretim üyesinden sadece biri, "
Gökçebay bu işi iyi yapar " diye düşünmüş. Kalan
48 hoca ise onu uygun bulmamış.
Prof. Gökçebay'ı tanımam. Eminim değerli bir hocadır. Belki de rektörlükte başarılı bir sınav verir.
Ama mademki "
Rektörünüz kim olsun " diye seçim yaptırıyorsunuz, o zaman sonuçlara saygı göstermeniz gerekir. Başkalarından '
bir' oy alabilen bir kişiyi dahi rektör atayacaksanız seçime ne gerek var?
Yayın tarihi: 20 Mayıs 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/05/20//haber,D1C8658CACE242C4B5742DE0F7CC715F.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.