YD
yaz boşluk bırak mesajını yaz 4122'ye gönder.
SMS:
?YD
İzmir kitabının özet tercümesi
Kurtla koyun, meydanlarla oyun olmaz... Anketlerin dediği yalan, meydanlarda gördüğüne inan... Meydanların tansiyonunu seçim sandığı düşürür.
Ancak...
Meydanlar "iyi okunamazsa..."
Dün İzmir'de meydanı dolduranlara "bırakınız bağırsınlar, bırakınız çağırsınlar" diye bakılırsa...
"İş" rejim eksenli bir inatlaşmayakutuplaşmaya gider ki...
Seçimden sonra da "kavga devam eder."
Meydanlar ne "sağı veya solu birleştirmek için" toplanıyor.
Ne "özelleştirmeyi engellemek" için.
Yüz binlerin toplanma sebebi ne "AB", ne "ABD", ne "işsizlik" ve ne de "geçim sorunu."
Böyle kalabalığı ne "şu veya bu parti" toplayabilir, ne de "sivil toplum örgütlerinin tamamı."
İzmir meydanının "özet" tercümesi:
"Rejime yönelik tehdit algılaması."
Deveye bindikten sonra çalı altına gizlenilemez.
Ankara, İstanbul, İzmir mitingleri yok farz edilemez.
Cumhurbaşkanlığı seçim sürecindeki "siyasi fay kırılmasının" etkisi öyle birkaç demeçle, TV programıyla giderilemez.
Herkes şapkayı önüne koyup "nerede hata yaptık" demedikçe...
"Kamplaşmayı, cepheleşmeyi, kutuplaşmayı, sertleşmeyi" sandık bile önleyemez.
Mitinge noktayı koyalım ve biraz da "siyasete" bakalım.
Madde 1.
Mehmet Ağar, siyasetin sanki "denizaltı komutanı."
"Sessiz ve derinden" gidiyor.
Sağdan, soldan, ortadan "herkesle" konuşuyor.
Örnek:
Cumartesi günü İstanbulHarbiye'de "sol siyasetin önemli isimlerinden" Celal Doğan'la çay içti.
Celal Doğan "son zamanlarda" kimlerle fikir alışverişinde?
Mesut Yılmaz'dan Hikmet Çetin'e, Prof. Onur Kumbaracıbaşı'dan Mustafa Sarıgül'e kadar pek çok şöhretle.
Ağar ile Doğan ne konuştular?
Mehmet Ağar, Demokrat Parti'nin kaptan köşküne oturunca "buyrun, siz de gelin" diye pek çok "sürpriz isme" davetiye mi çıkaracak?
Ağar "bugün bu sorulara yanıt vermez."
Zira "müthiş bir sır küpü."
Celal Doğan'ın söylemiyle:
- İhtiras sahibi değil, kucaklayıcı... Kendine güveni sonsuz, karşısındakine de güven veriyor... Ciddi.
- Sayın Celal Doğan... Sizler ne yaparsınız?.. Bu oluşuma (Demokrat Parti) nasıl bakarsınız?
- Aklıselimin hakim olduğu, çatışma ve gerginlikten uzak, demokrasiyi rahatlatacak her türlü oluşumun inşası için katkı veririz.
Madde 2.
Erkan Mumcu'ya dikkat.
Dünü unutmuyor ama "düne uzun boylu da takılıp kalmıyor."
Gerektiğinde "dünü dünde bırakıp" kendisine doğru 1 adım atana "elini uzatıyor."
Yani demek istiyoruz ki:
Bu hafta İstanbul'da Mesut Yılmaz ile Erkan Mumcu buluşabilirler.
Ve Madde 3. Bir elin nesi var, iki elin sesi var.
Ve tabii bu sesin çıkmasında, meydanların nefesi var.
Son söz:
Seçim sandığı bir kitaptır, İzmir meydanı da kitabın önsözü.
Yayın tarihi: 14 Mayıs 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/05/14//haber,B61E58C4F23B4006AB56116EB032102A.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.