Su yoksa eğitim de yok

Yaşam kaynağımız su, başta küresel ısınmayla değişen iklim koşulları olmak üzere çeşitli nedenlerden ötürü giderek azalıyor. Dünya, önümüzdeki yıllarda büyük bir susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya. Artık sıradan vatandaş bile yağmur haberlerini dinlerken metrekareye ne kadar su düşeceğini de bilmek istiyor. Dünyanın pek çok ülkesinde, çamurlu suları içmeye çalışan, pis sularda yıkanan insanların varlığından da haberimiz var. Birleşmiş Milletler'in Dünya Su Günü nedeniyle bu yıl için seçtiği tema da 'Su kıtlığıyla baş edebilmek'ti. Tatlı su, yüzyılın en önemli, en değerli ve yaşam için vazgeçilmeyen doğal maddesi. Ancak su kaynaklarının durumuyla ilgili bilimsel veriler hiç de umut verici değil. Türkiye Çevre Koruma ve Yeşillendirme Kurumu'nun (TÜRÇEK) verilerine göre; dünya nüfusunun halen üçte ikisinin karşı karşıya olduğu su kıtlığı, nüfus artışı, iklim değişikliği ve insanların suyun kötü yönetimi nedeniyle gittikçe yaklaşan bir kabusa dönüşüyor. Eğer bugünkü kullanım şekli devam ederse 2025 yılından itibaren yaklaşık 5 milyar insan, dünyanın tatlı su ihtiyacının kısmen karşılandığı ya da hiç karşılanamadığı bölgelerinde yaşam savaşı veriyor olacak. Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) verilerine göre de dünyada her gün yaklaşık 25 bin kişi, sağlıksız koşullarda su kullanımından dolayı ölüyor. Türkiye, hâlâ yüzey suları ve yeraltı su kaynakları açısından dünyanın şanslı ülkeleri arasında bulunsa da iklim değişikliği, çölleşme, nüfus artışı, çarpık kentleşme, hızlı sanayileşme gibi tüm faktörler göze alındığında su kaynaklarımızın çok ciddi bir tehlike altında olduğu ortaya çıkıyor. Bu noktada Türkiye'nin 'su sorunu' kapsamındaki rolü büyük. Çünkü 5. Dünya Su Forumu, 15-22 Mart 2009'da İstanbul'da düzenlenecek. Forumun teması 'Farklılıkların Suda İttifakı' olarak belirlendi. TÜRÇEK Yönetim Kurulu Üyesi ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Atom Enerjisi Kurumu Nükleer Reaktör Mühendis, Çevre Güvenliği Uzmanı, Karadeniz Üstün Hizmet Madalyası sahibi Gül Göktepe, geçtiğimiz ay İstanbul'da yapılan Dünya Su Forumu'na ilk hazırlık toplantısında, su sorununda 'kadınların kararlara katılımının sağlanması' yönündeki önerisiyle büyük ilgi gördü.