Marmara Fayı'nın kalbine yolculuk
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve Maden Tetkik Arama Enstitüsü'nün (MTA), Collage de France'ın ''Le Atalante'' adlı gemisiyle yapacağı araştırmalar kapsamında, küçük bir denizaltı gemisiyle gerçekleştirilecek dalışlarla bilim adamları ilk kez Marmara Denizi'ni yakından çıplak gözle inceleyecek.
İTÜ Maden Fakültesi Öğretim Üyesi ve Proje Koordinatörü Prof. Dr. Naci Görür, İTÜ ve MTA'dan bir grup bilim adamıyla bugün Karaköy Limanı'na yanaşan ''Le Atalante'' gemisiyle Marmara Denizi'nde araştırma çalışmaları başlatacaklarını bildirdi.
Görür, çalışmalara pazar günü başlayacaklarını belirterek, geminin üzerinde bir tane de insanlı dalış yapabilen ve ''kapsül'' olarak adlandırılan küçük bir denizaltı bulunduğunu söyledi.
Daha önce yaptıkları benzer çalışmalarda, insansız denizaltı araçlarıyla
çekilen video görüntülerini inceleme imkanı bulduklarını hatırlatan Görür, ''Bu geminin en önemli görevi, Marmara'nın tabanında aktif ve canlı olan, en fazla tehlikeli olabileceğini düşündüğümüz kırıklara bir kapsül ile dalışlar yapmaktır.
Bu denizaltında iki tane pilot bir tane bilim adamı oluyor. Genelde 6 saat
denizaltında kalabiliyor. Deniz tabanına dalarak 4-5 bin metre derinliği
inebiliyor'' dedi.
GAZ VE SU ÇIKIŞLARI İNCELENECEK
Görür, araştırma kapsamında, Tekirdağ çukurluğu, orta Marmara ve Çınarcık çukurluğuna dalışlar yapılacağını ifade ederek, ''Bu faylar bizzat bilim adamları tarafından gözle görülecek ve incelenecek. Bu fay kırıkları boyunca derinlerden yüzeye, deniz tabanına çıkan gazlar var. Bu gazlar daha çok metan gazlarıdır. Ayrıca buralardan su çıkıyor. Bu gaz ve sulardan örnekler alınacak. Bunların nasıl çıktığı, ne miktarda çıktığı incelenecek'' diye konuştu.
Denizaltıyla kıta yamaçlarına da inileceğini bildiren Görür, buralarda gaz
çıkışları olduğunu, olası bir depremde kıta yamaçlarında kaymalar yaşandığını ve heyelanlar meydana geldiğini, bunun da tsunamilere neden olabildiğini, bu incelemelerde konunun bu boyutunun ele alınacağını söyledi.
Prof. Dr. Naci Görür, ''Nitekim Marmara'da bu şekilde tsunamiler meydana
getirmiş kaymaları önceki araştırmalarımızda tespit etmiştik. Şimdi bu
denizaltıyla kıta yamaçlarını incelemek suretiyle nerelerin olası, beklediğimiz Marmara depremi sırasında kayabileceğini ve bu kaymaların nerelerde, nasıl tsunamiye yol açabileceğini inceleyeceğiz'' dedi.
TEKİRDAĞ İLE ORTA MARMARA ARASINDAKİ ÇATLAK
Çalışma sırasında deniz tabanından numuneler alınacağını ve karotlar
çıkarılacağını dile getiren Naci Görür, şöyle devam etti:
''Bunun dışında, Tekirdağ çukurluğu ile orta Marmara çukurluğu arasında
bulunan yaklaşık 60 kilometre uzunluğundaki fayın hangi depremde, ki bu açık bir çatlak şeklinde görünüyor, fayın hangi deprem sonucu oluştuğunu tespit etmeye çalışacağız. 1912 Şarköy depreminde mi, yoksa 1776 Marmara depreminde mi, bunu tespit etmeye çalışacağız. Bu çok önemli. Özellikle İstanbul'da beklediğimiz büyük depremin boyutunu belirleme bakımından... Eğer bu, Tekirdağ ile orta Marmara çukurluğu arasındaki o taze kırık 1912 Şarköy depremi sırasında meydana
gelmişse o zaman Marmara'da olabilecek depremin boyutu göreli olarak daha küçülecek demektir. Ama eğer 1776 depremi sonucuysa Marmara'da beklediğimiz deprem daha büyük olacak demektir. Bu bilgilere ulaşmaya çalışacağız.''
Prof. Dr. Görür, dünyada buna benzer birçok araştırma yapıldığını
belirterek, ancak Türkiye'de böyle bir çalışmanın ''ilk kez'' yapılacağını
bildirdi.
Prof. Dr. Naci Görür, ''Bu çalışma ile Marmara fayının kalbine ineceğiz.
Prof. Dr. Celal Şengör ve Prof. Dr. Namık Çağatay ile birlikte ilk kez Marmara Denizi'nin 1200 metre derinliğine inerek fayı yakından inceleyeceğiz. Celal Şengör ve Namık Çağatay geminin iki ayağı olacak. Birinci ayakta araştırmanın Türk tarafının sorumlusu Celal Şengör, ikinci ayakta Namık Çağatay olacak. Ben de ikinci ayağa bizzat katılacağım'' dedi.
DENİZ ALTINA GÖZLEM İSTASYONLARI KURULACAK
Marmara'da olmuş tarihi depremlerin yerlerini tespit etmeye çalışacaklarını anlatan Görür, bu yönde de önemli bilgiler elde edeceklerini söyledi.
''En önemlisi de Marmara'da beklenen depremin ayak seslerini, fayların kalp atışlarını dinleyeceğiz'' diyen Görür, bu projeye bağlı olarak ileride deniz altına gözlem istasyonları yerleştirmeyi planladıklarını ifade etti. Görür, şunları kaydetti:
''Umut ediyoruz ki, denizaltı gözlem istasyonları yerleştirmek suretiyle,
sürekli gaz ve su çıkışlarını ve mikro depremselliği sürekli inceleyecek bir
gözlem istasyonu kuracağız. Bütün verileri ve hazırlıkları da bu araştırmada yapacağız.
Denizaltına yerleştirilecek istasyonlar sürekli olarak veri gönderecek.
İstasyonlar üzerlerindeki sensörler, fay boyunca akıntı, yoğunluk, sıcaklık, gaz ve çıkışları ile hareketliliği hassas bir şekilde ölçecekler. Böylelikle depremle ilgili nerelerde hareket var, onları da belirleme imkanı bulacağız. Bu istasyonlar depremin önceden tahminine yönelik çalışmalara çok ciddi katkılar sağlayacak. Olacak anomalileri önceden haber verecekler. Orada yaşanacak gaz ve su çıkışlarında yaşanacak ani artışlar hareketliliğin bir göstergesi olacak.''
Görür, İTÜ, MTA ve Fransız araştırmacıların katılacağı çalışmanın Haziran
ayında tamamlanacağını sözlerine ekledi.
AA
Yayın tarihi: 11 Mayıs 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/05/11//haber,9A05826694C946CCA6DABC40D866A824.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.