Çörtoğlu irticaya son tanımı yaptı

Danıştay'ın 139'uncu kuruluş yıldönümünde yargı yine siyasete yüklendi ve çok tartışılacak bir irtica tanımı ortaya atıldı. Danıştay Başkanı Sumru Çörtoğlu, Atatürk ilke ve inkılaplarına aykırı her türlü hareketin irtica olduğunu söyledi. Çörtoğlu, konuşmasında geçen yıl yine kuruluş yıldönümünde yaptığı konuşmayı ve sonrasında gösterilen tepkileri hatırlattı (Erdoğan, bu tür sözleri hep dinlediklerini belirtmiş ve "Dinleriz, saygındır ve ancak ülkemizin yarınlarını değerlendirecek değiliz" demişti) ve isim vermeden Erdoğan'ı eleştirdi:

İLK ELEŞTİRİ
"Maalesef, üzerinde önemle durduğumuz hususlar, devlet adına yetki kullanan makamlarca önemsenmemiş, kuruluş yıldönümlerinde aynı açıklamaların hep dinlendiği ifade edilerek, tehlikenin varlığı göz ardı edilmiştir." Tehlikenin varlığına işaret eden kurum ve kişilere karşı daha duyarlı olunması gerektiğini söyleyen Çörtoğlu, "Bu konuda istemde bulunulmadı bahanesine sığınmadan, kişi ve kurumları korumak için kendiliğinden harekete geçilmelidir" dedi. Laikliğin tanımının anayasanın 6 ayrı maddesinde ve bu maddelere dayanan yüksek yargı organları kararlarında varolduğuna işaret eden Danıştay Başkanı, isim vermeden, "irticanın tanımı olmadığı"nı söyleyen eski Adalet Bakanı Cemil Çiçek'e yanıt verirken şu sözleri sarf etti: "Atatürk ilke ve inkılaplarına aykırı her türlü hareket irticadır. Önem ve öncelik sıralaması zaman zaman değişkenlik göstermekle birlikte irtica tehdidi her zaman varolmuştur ve olmaya da devam edecektir."

MİTİNGLERE DESTEK
Çörtoğlu konuşmasında, cumhuriyet mitinglerine sahip çıkarken, yine üstü kapalı olarak bu mitinglere katılanlara "bindirilmiş kıtalar" diyen Erdoğan'a yüklendi. Çörtoğlu şöyle konuştu: "Maksatlı çevrelerce, laiklik ilkesine bağlı, laikliği koruma ve yaşatma bilincinde olan duyarlı vatandaşlarımıza, çeşitli benzetme ve nitelendirmelerde bulunulmaktadır. İrtica ile mücadelede, Cumhuriyetimizin laik yapısının korunmasında dinin ve dince kutsal sayılan değerlerin siyasal amaçla kötüye kullanılmasının önlenmesinde, toplumsal duyarlılığı önemsiyor, bunu laik düzenin en büyük teminatı olarak görüyoruz." Kadınların siyasete katılmalarını ve ülkenin geleceğinin belirlenmesinde her alanda görev almalarını isteyen Çörtoğlu, Sezer'i zor ve sıkıntılı günlerde mille için güven unsuru olduğu gerekçesiyle övdü.