Bir teknik adam için statükodan vazgeçememek kötü müdür? Beşiktaş'ı, Erciyes karşısında seyrederken bunu düşündüm. Tigana sadece sakat ve cezalıların yerine oyuncularını koymuş, risk almak, rakibin boşluğunu değerlendirmek veya bir oyuncusunu eskisinden daha farklı görevlendirmek gibi yaratıcılık üstüne kafa yormamıştı.
Bobo ve Nobre çift forvet gibi gözükse de bu ikiliyi destekleyecek orta saha cesaretini bir türlü bulamadı Beşiktaş. Kanatları etkili kullanamıyor, bu yüzden de sürekli olarak göbekten atak deniyor veya duran toplarda gol arıyordu.
"Gol arıyordu" fiilini kullanmamızın tek nedeni, öyle olduğunu farz etmek istediğimizden. Yoksa koca maçın Beşiktaş adına pozitif hamleleri öylesine azdı ki...
Buna karşılık kontrollü olmayı tercih ederken, ataklarda forvet sayısını dörde çıkartmayı başaran Erciyes takımı vardı.
Bu yüzden daha net pozisyonlar bulup, Beşiktaş defansının yerleşmeden ve yer tutma yanlışlarından yararlanıyorlardı.
90 dakika bittiğinde, maçın başındaki düşüncemizin bire bir tutması ilginçti. Böylesine bir final için sahada sürpriz bulamamak neyi gösteriyor?
Biz mi bu işi çok iyi biliyoruz, yoksa eline dört as gelmeden, kart istemeye bile cesareti olmayan bir Tigana'ya ne diyeceğiz?
TAKIMA GÜVENMİYOR Zaten sorun da burada. Takımını bir noktaya getirmek ve istikrarı sağlamak güzel. Ama oyunu zaman zaman değişik düşünceler ile süsleyip, skoru zorlamaya çalışmak gerekiyor. Bunu yaptığınızda
farklı olduğunuzu gösteriyor, kaderinize razı olmak yerine, şansınızı siz zorluyorsunuz.
Mesela dersek, Bobo-Nobre ikilisinin arkasını Ricardinho ile süsleyip, üçlü veya baklava orta saha ile oynayabilirdiniz. Böylece iki hücum beki İbrahim Üzülmez ile Ali Tandoğan'ın önünü de açardınız.
Ama takımınıza güvenmiyorsanız - ki öyle gözüküyor - oyunu kaderine terk eder, lig maçlarındaki (Antalya, Sivas) gibi 102 dakika mucizenin gelmesini beklersiniz. Gole kadar Beşiktaş'ın en ciddi pozisyonu Erciyesli oyuncunun ters vuruşuyla direkten dönen toptu. Bu arada hakem İsmet Arzuman'ın Erciyes lehine çalmaya cesaret edemediği iki penaltı pozisyonu vardı.
Özellikle, sahanın en iyisi olan Beşiktaşlı Serdar'ın Ergün'e yaptığı hareket çok netti ve Arzuman'ın da gözleri önündeydi.
Yayın tarihi: 10 Mayıs 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/05/10//haber,C989049047AC481985FB28859650953A.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.