Belki birileri anlamak istemeyebilir ya da farkında olmayabilir. Bunların hepsi bir yana eksik spor kültürü nedeniyle, sporun önemi kavranamamış olabilir. Birileri, siyasi parti liderlerine
"Aman efendim şimdi bunun sırası mı" diyerek daha basit unsurları sporun önüne koyabilir. Bunların tamamı hedef saptırmadır.
Bugün gündemi işgal eden şehir güvenliği, sağlık problemleri ve kötü alışkanlıkların önlenmesinin tek yolunun spordan geçtiği unutulmamalıdır. Uluslararası lobi faaliyetlerinde asıl hareket merkezinin spor olduğu da yadsınmaz bir gerçektir. Hal böyle olunca sporun siyasilerce geri plana atılması büyük bir yanılgı olur.
Bu nedenlerle siyasette iddiası olan her lider, sporun kitleleri etkileyen tılsımını net kavramalıdır.
Bu hiperaktif gruplar şehirde kapkaça ve ekonomik sıkıntılara rağmen hala futbol organizasyonunu takipteyse, hesaplanması gereken bir nolu organize güç spor camiası olmalıdır. Planlar ona göre yapılmalı; her hesapta spora daha çok yer ayrılmalıdır.
Hassas taraftar kitlesinin hafta sonu hırslarının iz düşümünden yararlanılmalıdır. Efendim spora siyaset mi karışır? Hayır.
Tam tersi, spordaki etkin ve gönüllü güç siyasete egemen olur ve siyasi heyecanı artırır. Sporun merkezinde olup siyasetten uzak kalmak sporun yaptırım gücünü sporu anlamayanların eline bırakmak anlamına gelir ki, o da bugün olduğu gibi Türk sporunu güçsüz kılar.
Bu şartlarda ise sporun problemleri çözümsüz kalır. Gelin yaklaşan seçimlerde bu oyunu bozalım. Bu hesaptan Türk sporunu karlı çıkarmanın yolunu bulup spordaki kaosa son verelim.
Yayın tarihi: 10 Mayıs 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/05/10//haber,CF636D095EF14A4B9862B42EABA8EABB.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.