Aysun Kayacı birkaç ay önce babasıyla ilgili konularla gündeme geldi, hiç konuşmadı. Ünsüz olan babası ise kanal kanal dolaşıp, anlattıklarıyla kendine taraftar topladı. Bu da televizyoncuların ekmeğine yağ sürdü. Köpürttükçe köpürtüler konuyu. Bir babanın sızlanmalarını ve şikayetlerini görünce de doğal olarak çoğunluk, "Bu nasıl evlat?" dedi. İnternette çıkan haberlerin altında yer alan okuyucu yorumlarına bir baktım; Aysun yerden yere vurulmuş. Dün sabah canlı yayında konuğumuz olan Aysun'a "Şimdi istemesen de bir konuya gireceğim ama sana soru sormayacağım, bildiklerimi söyleyeceğim" dedim. Babasından söz edeceğimi anladı, neredeyse yalvaran gözlerle baktı, "Yapma ne olur" der gibi... "Herkes seni eleştirdi. Baban da seni eleştirdi. Ama bir evlat olarak üzerine düşen her şeyi yaptığını, babana maddi destek olduğunu biliyorum" dedim. Bunları söylüyor olmam onu çok şaşırttı. Çünkü, başka bir şey bekliyordu. Çünkü hep öyle olmuş. Bu kız, babasının suçlayıcı konuşmalarından sonra çıkıp, "Babam rahatsız. Bu tür konuşmalar yapması çok normal. Ama ben evlat olarak elimden geleni yapıyorum" diyebilirdi ama onu da söylemedi. Çünkü aile içi meselelerinin ekranlarda konuşulmasını istemiyordu. Hem bir kız çocuğu 16 yaşında ekmek parasının peşine düşüyorsa ve o yaşında tüm ailenin geçimini sağlıyorsa biraz da o babaya dönüp bakmak gerekmiyor mu? Acaba nasıl bir adamdı, eve para getirir miydi, şiddet uygular mıydı, vs, vs... Yanıtı verilecek ne kadar çok soru var değil mi?
Bugünkü Tüm Yazıları
Aysun Kayacı'nın yaşadıkları
Yayın tarihi: 8 Mayıs 2007, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/05/08/gny/haber,41D29262BB224B24BA66F1E630E1C290.html
Tüm hakları saklıdır.