Sabancı Müzesi'nde sergilenmeye başlayan, Batı Anadolu'da yüzyıllar önce dokunup Protestan kiliselerinde saklanan eşsiz halılar, mutlaka görülmeli.
Benim hayatımda, halıların önemli bir yeri oldu. Paşa konaklarında, halılar içinde büyüdüğümden değil ama öncelikle doğduğum İzmir'de bahçe içindeki eski Rum evinde, kimileri oldukça eski ve renkli kilimleri hatırlıyorum. Çok daha önemlisi, üniversiteyle birlikte yazları yapmaya başladığım tercüman-rehberlik hayatımda, 'Türk halısı' denen şeyi, gerçekten keşfettim. Hem de ondan çok iyi anlayan, kimileri en iyinin, en eskinin, en değerlinin peşine düşen yabancı meraklıların gözüyle... Eski Bedesten'deki Aseo veya Davud'un ya da Kapalıçarşı girişindeki Şalabe kardeşlerin, bana Ali Baba'nın mağarası gibi gelen dolaplarından çıkan, tozları alındıktan sonra turistlerin önüne serilen nadide halıları da sonraları çarşı dışında açılan ve aynı anda birçok gruba 'halı servisi' yapabilen büyük mağazalardaki sayısız halıyı ayırt edip, değerlendirmeyi de bu deneyim sayesinde öğrendim. Bu yüzden, evimde de yıllar boyu özenle seçilip edinilmiş birkaç iyi halı vardır. En önemlisi, değeri ne olursa olsun bir halının insan hayatındaki yerini iyi bilirim: Zaman içinde o renklere, o desenlere, o el ve göz emeğine nasıl saygı duyulduğunu, neredeyse sevip okşama derecesinde bağlanıldığını... Tüm bunlar, son haftalarda İstanbul'da üst üste açılan halı sergileri nedeniyle aklıma geldi. Ben sadece birini görebildim: Sabancı Müzesi'ndeki 'Tanrı'ya Adanmış Halılar' sergisini... Birkaç tane daha var. En azından Topkapı Sarayı'nda ve Kadir Has Üniversitesi'nde... Kapanmadılarsa, gitmeye çalışacağım. Ama Sabancı Müzesi'ndeki olay, öylesine görkemli ki, bana halı tutkumu hatırlatmaya yetti. Bu çok özel bir sergi. Transilvanya'dan (yani Romanya ve çevresi) gelen bu eşsiz Türk halıları, 16. ve 19. yüzyıllar arasında Batı Anadolu'da, Manisa ve çevresinde dokunmuş seccadelerden oluşuyor. Bir bölümü müzelerden, ama çoğu kiliselerden gelmiş. Bu Protestan kiliseleri, o nadide halıları yüzyıllar boyu saklamışlar. Üstelik son derece sade iç mekânlarının hemen tek süsü olarak sergilemişler. Bu kutsal Hıristiyan mekânlarının içinde, İslam'la onca akraba olan bu halıların varlığını anlamak kolay değil. Kültürler arası işbirliği veya sentez denen şeyin en güzel örneklerinden biri olmalı bu... Müzenin içinde bir salonda, o kiliselerden birinin bir bölümü özgün halı sergileme biçimiyle yeniden yaratılmış. Bu sergiyi mutlaka gezin. Türk sanatına olan inancınız yeniden güçlenecek.
Bugünkü Tüm Yazıları
Romen kiliselerinden uçup İstanbul'a gelen halılar
Yayın tarihi: 4 Mayıs 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/05/04/cm/haber,A44A3C3CD5994387B96DA156650A8A8E.html
Tüm hakları saklıdır.