Salı gecelerimi isteme benden, buz gibi soğurum senden! Şimdi manzara şu; günlerden salı, saatlerden 20.00 oldu mu; fişimi çekildi sayacaksınız. Çünkü benim tek ve yek dizi günüm. Evde yemek pişmiyor. Mutfağa girdin, çıktın, masayı topladın, bulaşıkları makineye dizdin falan uğraşamam. Dışarı kesinlikle çıkılmıyor, her türlü davete 'Hastayım' mazereti bildiriliyor. Eve misafir davet edilmiyor, hatta telefonlara bakılmıyor. Sevgilim yanımdaysa, onun da yüzüne bakılmıyor. "Tatlım bi çay koysan da içsek" mi dedi; cevap basit: "Balım sağ köşeyi döndün mü mutfak, hatta ben de bir bardak rica edeceğim ama açık olsun."
BOLVADİN BOLVADİN NE İŞ? Çünkü 'Bir Demet Tiyatro' var. Yerlerde yuvarlana yuvarlana gülmek, 'Michelle Pfeiffer, Michelle Pfeiffer, Michelle sende nem kaldı" diye çığırmak istiyorum. Ya bu arada Mükremin'in cebi neden 'Michelle Pfeiffer' diye çalıyor ki? İyisi mi Yılmaz Erdoğan'ı arayalım da soralım, bu soru işaretinden kurtulalım. Amaaan tam da Beşiktaş maçı saati, ama yok! Saatlerimiz 19.45 devre arası olmuştur. Ya bismillah! Zıırrr zıırrr "Alooo Yılmaz Beeey..." Eyvah, arkadan maç sesleri geliyor! "Aaa! Devre olmadı mı?" Yılmaz Erdoğan; "Şimdi olacak! Gol attık!" "Siyaaaahhh-beyaaaazzzz deeerrrmişim. Sizi birkaç soru soracaktım da..." "Buyurun!" "Yahu bu Mükremin'in cebi neden 'Michelle Pfeiffer' diye çalıyor da mesela; 'Nicole Kidman Nicole Kidman' diye çalmıyor?" Gülmeye başlar. Efendim meğer o zil sesini, cümlemizin cebinde çalan abuk sabuk zil seslerine gönderme olarak koymuşlar. Tamamen kardeşi Deniz Erdoğan'ın eseriymiş. "Peki bir sorum daha var. Müşaade Teyze'nin 'Bolvadiiin Bolvadin'i ne iş?" "Onu da Demet Akbağ buldu!" diyor. Yılmaz Erdoğan Demet Akbağ'dan Müşaade'ye özel bir şeyler yapmasını istemiş. Demet Akbağ'ın ağzından da 'Bolvadiiin Bolvadin!' çıkıvermiş. "Ya 'Sisterbacım'... Burada beyaz Türklerin dünyasıyla ince bir dalga geçme durumu var mı sayın Erdoğan?"
'GÜNCELİNİZİ YERİM' Cevap: "Var tabii. Bana güncellenemedi diyenlere, 'Güncelinizi yerim' manasında! Sanki Mükremin beş sene önce bitmiş, ben de Japonya'ya yerleşmişim gitmişim gibi konuşuyorlar. Ben de Etiler'i, Levent'i biliyorum. Zaten Mükremin at yarışını kazandıktan sonraki tüm bölümler, tamamen buraya gönderme! Artık yoksulluk edebiyatını çekemiyoruz. Ben de paranın ne olduğunu, kimi bozduğunu gösteriyorum. Bu benim için yeni bir tarz. 2007 model şaka tarzı!' "Bu arada kızmayın ama Mükremin'in Asuman'a yaptıklarını kınıyorum. Bu Mükremin parayı buldu; Asuman'la evlenmeyecek, tez elden bir manken bulacak değil mi?" Erdoğan gülmeye başlar "Manken değil de, bu bölümde
(yarınki yani) bir kız çıkacak" "Eee! Ben biliyordum başımıza gelecekleri zaten. Kimmiş o kız?" "Şu kadarını söyleyeyim, futboldan anlayan bir kız. "4-4-2 bitti" diyecek kadar anlıyor yani. Mükremin de "Bu kız kafa dengi, Asuman değil" diye düşünecek. Al sana bir kaya nereye dayarsan daya kızım Ayşe! Bütün hafta sonlarımızı futbola kurban ettiğimiz yetmiyormuş gibi, futboldan anlayan kızların yanında 3-0 mağlup oluyoruz artık öyle mi? Asuman, Lütfiye'yle ittifak olsun da görürüm seni Mükremin Efendi!
Yayın tarihi: 16 Nisan 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/04/16/gny/ozyilmazel.html
Tüm hakları saklıdır.