Zenginin malı, züğürdün çenesini yorarmış. Ama bu yormayacak gibi değil! Hani İstanbul'un yarı açık alışveriş merkezi Kanyon var ya. Üzerinize afiyet, bir de Kanyon'un konut bölümü var. Daireler kapış kapış gitmiş, gezenler anlata anlata bitirememişti. Geçen gün ablamla Kanyon'da gezerken, bir arkadaşımıza rastladık. Yukarıdaki stüdyo dairelerden aldığı evine alışveriş yapıyordu. Fırsat bu fırsat, biz de şu nam-ı şehrimizin dört bir yanına yayılmış daireleri görelim dedik. Alt kattaki eczanenin yanından giriyorsun, güvenliği geçip, sağdaki asansörlerle yukarı çıkıyorsun. Beklentin yüksek tabii! Asansörün kapısı açıldı! Sanırsınız yurttayız. Dört tane kapı yan yana... Eve girdik, sözüm ona 97 metre kare. Dakika bir, falso bir; mutfak penceresiz! Değil yemek yapmak, çay koymak bile gelmez insanın içinden. Sağdaki misafir banyosu kabul edilebilir biçimde. Salon deseniz; yukarıdan aşağıya kadar pencereleri işi kurtarıyor. Ama yedinci kata kadar penceren görebileceğiniz tek şey, Kanyon'un duvarları. Biz de stüdyonun deli gibi çalışan şehir insanlarına hitap ettiğini biliyoruz! Ama şaşkınlıktan küçük dilinizi yutmak için yatak odasını görmeniz yeter! Bakın hala gözlerime inanamıyorum! Yatak odası öyle biçimsiz ki, yatağınızı duvara dayamak zorundasınız. Hadi onu bağrınıza bastınız diyelim, karşıya dekor olarak koyulmuş pencereden bir hapishanede var, bir de burada herhalde. "Kanyon'da oturuyorum" demek buna katlanacak kadar havalıysa, diyecek sözüm yok! Ama bu daireye para verenin hiç mi hiç aklı yok! Güle güle daralsınlar inşallah!
Yayın tarihi: 13 Nisan 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/04/13/gny/haber,54D3961A613E4F5A8A5E657B5C790D8B.html
Tüm hakları saklıdır.