Dünyaca ünlü yönetmen Michael Radford, 'Altın Lale'yi kazandıktan tam 23 yıl sonra yeniden İstanbul'a geldi. Geliş nedeni ise 26. İstanbul Film Festivali Uluslararası Jüri Başkanı olmasıydı. '1984' ile kuşkularımızı hatırlatan Radford, 1994 yılında çektiği 'Postacı' filmiyle sevenlerini bol bol ağlatmıştı. Radford, bunca yıl aradan sonra geldiği İstanbul için "İnanılmaz bir şehir. Çok değişmiş; hem şaşırtıcı hem de büyüleyici" diyor. Önceki gün belirlenen Altın Lale Ödülleri konusunda da 'En İyi Film'i hislerimiz belirledi. Zaten iyi filmi gördüğünüz an anlarsınız' diyen Radford, yeni filmi 'Katır'ın da (La Mule) seyirciyi duygulandıracağını söylüyor. Eşiyle İstanbul'a gelen Radford ile iki film arası konuştuk...

* '1984' romanının sinema uyarlamasıyla İstanbul'da ilk 'Altın Lale'nizi kazandınız. 23 yılın aranın ardından İstanbul'u nasıl buldunuz? İnanılmaz! Gördüklerim hem şaşırtıcı hem de büyüleyici... Zaten İstanbul gibi bir metropolün hep aynı kalmasını bekleyemezsiniz ama yine de coşkulu ve enerjik olduğunu görmek şaşırtıcı! Festival de kuşkusuz kente başka heyecanlar taşıyor. İnsanların sinema aracılığıyla buluşması harika! 23 yıl önce de büyük keyif almıştım. Şimdi nostaljik bir dönüş benimki...

* Herkes 'Altın Lale' sonuçlarını yine merakla bekledi. Peki sizin jüri başkanı olarak 'En İyi Film'i belirleme kriteriniz nedir? Benim için hislerim ve içgüdülerim önemli... Zaten iyi filmi gördüğünüz an anlarsınız. İyi filmler sizinle böyle bir ilişki kurar. Yani teknik yeterliliği, senaryosu, iyi oyunculukları filan değil; filme kapılıp gitmeniz önemlidir. Bence iyi film bu demek. Bunun için de illa sinemayı bilmeniz gerekmez. Bir keresinde arkadaşımı kıramadığım için 'En İyi Lüks Araba' yarışmasına jüri olmuştum. Arabalardan anlamadığım için ne yapacağımı bilmiyordum. Ama bir araba gördük ve tüm jüri onu görünce aynı fikirdeydik. Tabii ki, her zaman tüm jürinin aynı fikirde olması beklenemez.

1984 TÜM ZAMANLARA UYAR!

* George Orwell'ın ünlü romanından uyarladığınız '1984' filminiz, aradan geçen 23 yılın ardından şimdiki döneme ilişkin ne söylüyor? '1984'ün ardında yatan efsane, tüm zamanlara uyması aslında. Bir tragedya gibi ölümsüz olmasının nedeni belki de her dönem siyasi ve ekonomik baskılar altında olmamız. Yöntemler değişebilir, insan olarak hep aynı baskı altındayız. Gerçi o zaman siyasi kutuplaşmalar vardı ama şimdi malesef dinlerarası bir kutuplaşma yaratılıyor. Hem de inanç gibi çok kişiye özel gereken bir konuda sosyal problemler yaratılıyor. Eski çağlara dönüyoruz adeta.