 |
Tarihimizden zarif muhtıra örnekleri
|
|
* AHLÂKSIZ, HIRSIZ, ALÇAK! "...Aramıza fesat ve nifak ekmek, halkı kanlara boyayarak sefih idarenize devam etmek istiyorsunuz. Ahlâkınızı, hırsızlığınızı, alçaklığınızı ve namussuzluğunuzu zaten bütün cihan bilmektedir. Bu hareketinizle meşrutiyete ve milletin saadetine ne derece düşman olduğunuzu isbat ettiğiniz için, çevirmek istediğiniz dolaplar feci bir şekilde başınıza ve ailenize dönecektir. Bundan kesinlikle şüphe etmeyin. Millet zalimlerin ve hainlerin cezasını vermekte artık asla tereddüt etmeyecek, iktidarın başında bulunanları namus ve hamiyyet yoluna çevirecek ve sonra yaşatmayacaktır. Allah izin verirse bu sözümüzün ne kadar doğru olduğunu zat-ı devletleri de tecrübe edeceklerdir. ...Ahlâkınızın ve alçaklığınızın artık düzelmeyecek bir hale geldiğini biliyoruz. Derhal istifa edip o kıymetli makamı kirletmeyiniz. Hayatınızı devam ettirmenizin başka yolu yoktur" (Deniz subaylarının, İkinci Meşrutiyet'ten hemen sonra, 1908 Eylül'ünde Abdülhamid'in Bahriye Nazırı (Denizcilik Bakanı) Hasan Râmi Paşa'ya gönderdikleri tehdit mektubu).
* KERHANEDEN YETİŞMİŞ DEYYUS! "...Başbakanlık makamında bulunan alçağa: Size, bir önceki telgrafımızla yirmi dört saat mühlet vermiştik ama rezil vücudunuzla pislettiğiniz makamlardan çekildiğinize dair henüz bir işaret almadık. Bundan büyük memnunluk duyduk, zira böylelikle tertip edeceğimiz cezayı hak ettiğinizi kendi kendinize göstermiş oldunuz. İhtimal ki orada bulunan bir takım kerhaneci evlâtları ilk telgrafımızı size vermediler. O telgrafı alınız ve okuyunuz. ...Okumadığınız takdirde Allah'ın lâneti ve ananızın donu başınıza geçsin! Okumayanların ve bu telgrafları vermeyenlerin hepsi kerhaneden yetişmiş en büyük deyyuslardır. ...Sizi açlıktan öldürmek de, cezanızı ateş, kurşun ve bıçakla vermek de elimizdedir!" (18. Tümen'den 1908'de Sadrazam Tevfik Paşa'ya çekilen telgraf).
|