|
|
Üniversiteliler Gülsuyu mahallesinde
Önce imar, sonra kentsel dönüşüm planına dahil edilen Maltepe'nin Gülsuyu mahallesi iki plana da karşı çıktı. İmzalar topladı, davalar açtı, sonra da Mimar Sinan Üniversitesi'yle el ele verip kendi planını hazırladı
Üniversiteyle mahalle el ele verdi
Önce imar, sonra kentsel dönüşüm planına dahil edilen Maltepe'nin Gülsuyu mahallesi iki plana da karşı çıktı. İmzalar topladı, davalar açtı, sonra da Mimar Sinan Üniversitesi'yle el ele verip kendi planını hazırladı.
İstanbul'un, Boğaz'ın, Adalar'ın en güzel göründüğü yerlerden biri Gülsuyu-Gülensu Mahallesi. Maltepe'ye bağlı 35-40 yıllık bu mahalle, kentin göçle oluşan mahallelerinden, yaygın deyimle 'varoşlarından' biri. İki yıldır mahallenin sokaklarında hiç tanımadıkları tipler var: Üniversiteli bıcır bıcır gençler, ellerinde anket formları, kayıt cihazlarıyla bir sokaktan bir sokağa koşturuyor, bir şeyler soruyor, sonra aldıkları cevapları hızla bilgisayara kaydediyorlar. Her şey 2004'ün eylül ayında mahalle muhtarlığına gelen bir yazıyla başladı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından gönderilen 'Maltepe E-5 Kuzeyi Nazım İmar Planı' başlıklı yazıda Gülsuyu-Gülensu mahallelerinin imara açıldığı ve mahallenin çehresinin tamamen değişeceği belirtiliyor ve plan hakkında mahallelinin görüşü isteniyordu. Ne tesadüftür ki mahalleli, bu yazıdan askıdan inme süresine sadece bir hafta kala haberdar oluyordu.
'HAYIR' DEMEKLE BAŞLADI Tunceli göçmeni, belediye emeklisi ve Gülensu Mahallesi'nin muhtarı Sabri Şakar o günleri şöyle anlatıyor: "İlk önce planın içeriğini anlamamıştık, hemen araştırdık ve mahalleye külfet getirdiğini öğrendik." Apar topar her iki mahalleden 7 bin imza toplayıp, 32 dava açmışlar plana karşı. Açtıkları davaların sonucunda yürütmeyi durdurma kararı alınmış. Ancak bu kez de Maltepe Belediyesi'nin 'kentsel dönüşüm' projesini kucaklarında bulmuşlar. Bu projeye açtıkları iki dava ise hâlâ sürüyor. Fakat mahallenin hikâyesi de işte burada başlamış. Çünkü kentsel dönüşüm projesinde yer alan 'planda mahallelinin, üniversitenin, sivil toplum örgütlerinin görüşlerinin de yer alması' ifadesiyle kendilerini Türkiye tarihinde bir ilkin, Mimar Sinan Üniversitesi hocaları ve öğrencileriyle iki yıllık bir 'dayanışmacı planlama'nın içinde bulmuşlar. Mahalledeki evinden başka malvarlığı olmayan Muhtar Sabri Şakar, planın içinde olma süreçlerini, "Biz buraya 30-40 yıllık emeğimizi verdik, bize rağmen bir plan yapılamaz," diye anlatıyor. Plan yapmayı bilmedikleri için mühendis odalarının, şehir plancılarının ve Mimar Sinan Üniversitesi'nin desteğinin onlar için çok önemli olduğu belli: "Biz biliyoruz ki, kim ne derse desin burada bir plan hayata geçecek, istiyoruz ki bu bizim hazırladığımız plan olsun." Diğer kentsel dönüşüm alanlarında olduğu gibi kendi mülklerine karşılık olarak, bir mülk tahsis edilmesi ve bunun 20 yıla varan oranlarda taksitlendirilmesi de onlara uymuyor. Böylesi bir tutumun halkın yüzde 90'ının mahalleden kovulması anlamına geldiğini söyleyen Şakar, "Burası Türkiye. Kimsenin yarından umudu yok, hiçbirimiz onca yıl taksit ödeyecek durumda değiliz," diye konuşuyor.
HER SOKAĞIN İKİ TEMSİLCİSİ VAR Gülsuyu-Gülensu Mahallesi Güzelleştirme Derneği Başkanı Ali Rıza Yıldız, 27 yıldır Gülsuyu'nda yaşayan bir Sivas göçmeni. Maltepe E-5 Kuzeyi Nazım İmar Planı'nın mahalledeki konutların büyük kısmını yok ettiğini ve konutlarının yeşil alan ve kütüphane gibi yerlere ayrıldığını anlatıyor. İmar planında iki mahalleye yedi kütüphane alanı ayrıldığına dikkat çeken Yıldız, 30 dönümlük alanın 'sosyal donatı alanı', yani yeşil alan olarak ayrıldığını vurguluyor. İkinci olarak hazırlanan 'kentsel dönüşüm' planında yüzde 40'lık bir alanın yeşil alan olarak ayrıldığını anlatan Yıldız, her iki planda da kendi iradelerinin hiçe sayıldığını öne sürüyor. 100'ün üzerinde kahve toplantısı, onlarca salon toplantısının ardından hemen sokak temsilcilerini seçmiş, ardından da muhtarın başkanlık yaptığı mahalle üst komisyonlarını oluşturmuş: "Bugün mahallemizde hangi kapıyı çalarsanız çalın, herkesin demokratik planlamadan haberi var." Üniversitenin mahalleye gelmesinin kendilerine çok şey kattığını anlatan Yıldız, öğrendiklerini bir çırpıda sayıyor: "Mevcut profil göz önünde bulundurulur, mahallenin katılımı sağlanabilirse planlamaların kötü olmadığını öğrendik. Örgütleme çalışmaları da üniversitenin gelmesiyle daha sağlam bir temel üzerinde yükselmeye başladı. Mahallemiz üniversitenin de katkısıyla kendi plan tasarısını hazırlamaya çalışıyor ve envanterler yapıyor." Bu çalışmalarla şu ana kadar 15 bini aşkın insana ulaştıklarını belirten Yıldız, en büyük hayallerinin mahallelerinde kalmak olduğunu söylüyor: "Burası bizim yaşam alanımız, Gülsuyu bizim her şeyimiz. Gidecek başka yerimiz yok. Üniversiteyle yapmış olduğumuz çalışmayla birlikte ilgililere 'Biz kendi planımızı yapabiliriz,' diyeceğiz."
'LEJANT NE DEMEK BİLİYORUM' Dernek yöneticisi ve Dinler Sokağı Temsilcisi Erdoğan Yıldız, Gülensu'da 58 sokak olduğunu ve 130'a yakın sokak temsilcisi seçildiğini anlatıyor. Temsilcilerin, sokaklarında yaşayanların nabzını tuttuğunu söyleyen Yıldız, 25 kişilik mahalle komisyonunun da iki mahalleyi temsil ettiğini belirtiyor. İmar planı ve kentsel dönüşüm projesiyle kendi hayatlarında nesne konumuna itildiklerini öne süren Yıldız, "Sanki burada kimse yaşamıyormuş gibi yapılmıştı planlar. Biz özneyiz ve bu sürecin fiili aktörü olmak istiyoruz," diyor. Planlarla yaşam alanlarının kağıt üzerindeki 'leke'lere dönüştürülmek istendiğini vurgulayan Yıldız, üniversitenin mahalleye girmesiyle mimari tabirlere de aşina olanlardan: "Bugün hepimiz artık 5 bin ölçekli planların imar planı, 3 bin ölçekli planların uygulama planı olduğunu, lejantın ne anlama geldiğini biliyoruz." Mimar Sinan Üniversitesi Şehir Planlama Bölümü dördüncü sınıf öğrencisi Gizem Aksümer, Gülsuyu'ndaki sürecin aktif katılımcılarından. Anketler yapmış, toplantılara katılmış, sokak temsilcileriyle evlere gitmiş: "Biz, onların sözü olmadığı bir planın kabul edilemeyeceğini, onlar istemiyorsa böyle bir planın uygulanamayacağını anlatmaya çalıştık." Gecekondu bölgelerini daha önce hiç tanımadığını söyleyen Aksümer, bu mahallelerdeki insanların paraları olmadığı için, sorunları birlikte hareket ederek çözmek dışında bir şanslarının olmadığını görmüş.
MÜJGÂN HALİS
|