Gayrimenkul sektörünün çok parçalı olduğunu belirten Sinpaş'ın patronu Çelik, "Bizden ne Koç ne Sabancı çıkar" dedi.
Emlaktan ne Koç ne Sabancı çıkar
33 yıllık inşaatçı Sinpaş'ın patronu Avni Çelik, gayrimenkul geliştirme sektörünün çok parçalı yapısı nedeniyle büyümenin de sınırlı olduğunu belirterek, "Bu sektörden Koç, Sabancı çıkması çok zor" dedi Çelik, "Türkiye'de 1 milyar dolar ciro yapan çok fazla inşaat şirket yok. Ama bakın Koç'a. Sadece Arçelik 4.5 milyar dolar ciroya sahip. Bu yıl bizim ciro hedefimiz de 1 milyar doların üzerinde" diye konuştu.
Türkiye'de markalı konut kavramı henüz konuşulmuyorken, inşaat şirketleri kamu ihaleleriyle ya da yurtdışındaki taahhüt işleriyle ayakta durabilirken 1974'te Sinpaş'ı kuran ve hedefini konut üretmekten yana koyan Avni Çelik, 33 yılın sonunda yeni bir heyecan yaşıyor. Hatta iki heyecan... Biri, 2007 yılında şirketi halka açarak gayrimenkul yatırım ortaklığına dönüşmek. İkincisi ise bin 60 dönümlük arazide yapacağı ve "Aman yerini yazmayın" dediği Türkiye'de örneği olmayan konut projesi. Yaptığı projelerde önceliği bir 'konsept' yaratmak olarak koyan ve Aqua City, Aqua Manors, İstanbul Palace, Central Life, Boğaziçi Malikaneleri, Serakent, Pashayalı, Koru Konutları'nın içinde suyu hiç ihmal etmeyen Çelik, Samandra'daki Lagün projesinde yağmur sularını lagünlere toplamış. Su, yarattığı yaşam alanlarından hiç eksik olmuyor ve şimdi bin 60 dönümlük arazi içinde İstanbul Boğazı'nı iki köprüsüyle birlikte inşa etmeye hazırlanıyor. Çelik, 6 yıl boyunca 300'ü aşkın arazi sahibinden topladığı bin 60 dönümün İstanbul'un neresinde olduğunun idari süreçler nedeniyle 'şimdilik' gizli tutulmasını istiyor, yalnızca projeyi anlatmakla yetiniyor.
***
* 2005'te piyasa hareketliyken bir meslektaşınız, "Geleceğin vergi rekortmenleri inşaat sektöründen çıkacak" demişti. Katılıyor musunuz? Bu sektörde sanayide olduğu gibi Koç'ların, Sabancı'ların doğması çok zor. Çünkü çok parçalı bir yapısı var. Bir doğal hammaddeye, araziye bağlı. Araziyi çok büyük oranlı büyütemediğiniz sürece büyümeniz de sınırlanıyor. Bir araziye bir kişi saldırdığı zaman başka saldırılar da sözkonusu olunca fiyatlar yükseliyor, rekabet artıyor ve orada yatırım yapanların sayısı artıyor. Türkiye'de 1 milyar dolarlık ciro yapan çok fazla inşaat firması da yok. Düşününki bir Arçelik sadece 4.5 milyar dolar ciroda. Bizde cirolar yıllık olarak da hesaplanamaz. Bir şantiyeyi kuruyorsun, satış için en az 2 yıl bekleniyor. Ama bu yıl satışa sunacağımız konutlardan 1 milyar doların üzerinde ciro bekliyoruz.
* Sizin sanayiciliğiniz de var. Hangi alan daha kârlı? Sanayi eziyetlidir. Marjları çok düşüktür. Buna karşılık seramik fabrikasına 2 aydır gitmedim. O fabrika uzaktan yönetilir. Ama yapı sektörü çok yakın ve birinci plandan ilgi gerektirir. Kâr marjı sanayiye göre bir miktar fazla ama buna yatırdığınız sermaye miktarı da biraz daha fazla. Bana seramikle ilgili üretim ve ciro hedefi sorun hemen söylerim, ama bin 60 dönümlük bir arazi elimize bir daha ne zaman geçer hiç bilemem. BİZ HİÇ DURAKSAMADIK
* Sanayici yanınızda hangi işler var? Granit Seramik'te bir dünya markası olan Seranit, ahşap sektöründe Prodek, maden sektöründe Mikron-S, hizmet sektöründe Kentsel, yapı sektöründe Yapımek Asansörleri, Dekor'S gibi şirketlerimiz var.
* 1990'ların sonunda Türkiye'de markalı konut dendiğinde birkaç şirket sayabilirdik; biri de sizdiniz. Bugün yüzlercesi var. Ama arada uzun durgunluk dönemleri oldu. Siz nasıl etkilendiniz bu dönemden? Biz Türkiye'deki durulmalardan 'hiç'e yakın etkilendik. Türkiye'de kriz çıktığında bizim elimizde en az iki yıllık bir iş yükü vardı. 1990'da Körfez Krizi, 1994'te 5 Nisan kararları, 2001'deki krizleri hatırlıyorum. Hepsinde böyleydi. Klimalarımız çalıştı, ofislerimiz ısındı. Krizlerden birinde Zekeriyaköy projesini piyasaya sürdük, 100'ün üzerinde villaydı, 15-20 gün içinde satıldı. Öte yandan benzeri bir tabloyu 1994 krizinde yaşadık. Tam akabinde Koru Konutları'nı piyasaya sürmüştük. Tek bir proje bile yoktu piyasada; bu tabloda 400 konutu kapalı gişe sattık. Bir kurum kültürü oluşunca arkasında müşteriler grubu da oluşuyor. İSTANBUL'DA ARAZİ ÇOK
* Herkes İstanbul'da arazi bulmanın zorluğundan bahsediyor. Bu nedenle İstanbul dışına çıkmayı düşünüyor musunuz? İstanbul çok büyük, bir sürü de arazi var. Yakın zamanda Çubuklu'da bir araziyi gezdim, 1.700 dönüm. Birçok kişinin bilgisinde bile değil. Yine TEM'e çıkın, Pendik sınırını aşarken binlerce dönümlük arazi var. Bizim o bölgede bir arazimiz var, payımıza düşen 2 bin 500 dönüm. Birlikte hareket ettiğimiz bir dostumuzun 8 bin dönüm arazisi var. Şu anda Ankara'da örgütlüyüz, Adana ile yakından ilgileniyoruz. İzmir'le ilgili teklifler var. Bursa'daki projemiz sürüyor.
* Sektörün geleceğini nasıl görüyorsunuz? Türkiye eğer bu istikrar ortamını sürdürmeyi başarırsa, 2020 yılında fert başına milli gelirin 18-20 bin dolara yükselmesi bekleniyor. Yani bugün 6 bin dolarları telafuz eden Türkiye önümüzdeki 13 yıl içinde 3 katı büyüme gösterecek. Refah yükselince talep artacaktır. Hem artan nüfus hem güvensiz konutların yer değiştirmesi nedeniyle olacaktır bu.