Başarının sırrı var mı?
Başarı, konulan hedef veya hedeflere ulaşmak galiba. Bence en önemli faktör, kişinin yapabilirliğiyle (yani sağlık, zekâ ve yetenek sınırlarıyla) hedeflerinin uyması... Aksi halde boş yere zaman ve bazen de hayatımızı kaybederiz. Stephan Hawkins'in fiziği ve sıhhatindeki olumsuzluklara rağmen onun kara delikleri izah etme becerisi, başarılı bir bilim adamı olması; engelleneyemeyecek kadar üstün zeka ve yeteneğinin ürünüdür. Ama aynı üstün başarıyı aşkta bulamayabilir. Başarı, maalesef bütün hayatı kaplayamıyor. Bir büyüğümüz "Mendilin dört ucuna aşk, para, sıhhat, mutlu evlilik yazın. Bunlardan en fazla üçünü elde edebilirsiniz. Muhakkak biri açıkta kalır," derdi. Sağlık bizden çok genetik programımızla ilgili. Mutlu evliliği hedeflemek çok zor, çünkü formülü yok. Okulu yok, üniversitesi yok.. Biraz da şans oyunlarında Jack Pot'u tutturmak gibi bir şey... Aşk ise tek hedefiniz olunca, yüklediğimiz romantik anlamlarla hayatın gerçeklerine çok dayanıklı olmayan, hayal kırıklığı ve başarısızlığa daha yakın duran unsur olabiliyor. Para faktörünü, iş hayatında, meslekte başarı olarak alırsak; kişilerin başarılarından çıkaracağınız sırlar işimize yarayabilir. Bunlar da; hedefini küçük yaşlarda koymak, o dalın gerektirdiği şekilde kendini yetiştirmek, zamanı kendini geliştirmek için kullanmak şeklinde açıklanabilir. Eşimle konuşurken şans faktörünün en determinist, en belirleyici faktör olduğundan söz ettim. O da "O kadar donanımlı olmalı ki şansını kendi de yaratabilmeli," dedi, ama kabul etti ki altın kural DOĞRU ZAMANDA, DOĞRU YERDE, DOĞRU KİŞİ OLABİLMEK... Bize bağışlanan hayat da bir proje, bir hedeftir. İleri yaşlarda kendinizle ve yaşamla hesaplaşırken hâlâ "Bu olmadı, ben başka şeyler yapmak istiyordum,'' diyorsak başarısız olmuşuzdur.
ŞÖHRET MUTLULUK GETİRMEZ Hele şöhret olmayı; para, aşk içinde yüzmek ve mutluluk garantisi zannedip özenen gençler, ailenizden kopmayın! Başarı Zirvesi Konferansı'nda 'başarının sırrı'nı şöyle anlattım: "Mesleğimi seçtiğimde başarılı starların sırlarını incelemeye çalıştım. Sinemada en önemli unsurun senaryo olduğunu, Zoro gibi zenginden alıp fakire veren, Rambo gibi çok ezilmiş bir kişinin sonunda intikamını alması veya 'Bir kadın yarattım' gibi çirkin ördekten tapınılacak bir kadın çıkması gibi konuların kişiyi kahramanlaştıran, star yapan en geçerli konular olduğunu veya oyunculuğunuzun onaylanması için festivallik veya mesajı olan filmler yapmak gerektiğini fark ettim, ama şansım o kadar yağver gitmedi. Ama her boşlukta film seyrederek; oyunculuk, kamerayla ilişki ve duyguları hissetmekten çok aktarmak, duyguyu yüze, en çok göze yüklemek için çalışmaları inceledim. Çok mu başarılı oldum? Yoo.. Bazen arayışlarda kayboldum, ama en önemlisi hiç yılmadım elimden geldiği kadar DOĞRU ZAMANDA, DOĞRU YERDE, DOĞRU KİŞİ OLMAK İÇİN hazırlandım. Gençlere de söylediğim şuydu: Zirveyi, birinciliği hedefleyin. Zirvedekilerin sırlarını inceleyin, okulu varsa okuyun, kendinizi fark atacak kadar iyi yetiştirin, sabırlı olun. Zirveye giden yolun önceliklerini alt alta yazın ki onları önemseyin ve ayrıntılarla zaman kaybetmeyin. Bu hazırlıklar içinde zirveyi hedeflerseniz, birinci olamazsanız bile diyelim ki 10'uncu oldunuz, sonuncu olmazsınız emin olun!
|