|
|
Yılbaşında Havana tatili
Şehrin 15 km. dışında Madre del dio Plajı.. Paris'teki Lido gibi şov yeri Tropicana (Brezilya'da karnaval gibi).. Öğlen yemeği Katedral'in karşısında Al Patio.. Hotel Valencia içinde avluda Paella / Bar ve Restoran: Hemingway.. En güzel 'aile restoranları' (Palador diyorlar) La Fontana.. Caz dinlemek için Lo Zorra El Cuervo.. Gece kulübü El Gato Tuerto.. En güzel yemeği Fresa y Cholade'de yedik. Şehirdeki en tanınmış kişileri, starları hatta İspanya Kraliçesi'ni bile misafir etmiş. En beğendiğimiz sanat olayı ise Salvador Escala'nın El Callejon de Hamel adıyla sergilediği, sokaktaki fantastik ve naif dünyasıydı. DOĞRUSU yakın arkadaşlarımız "Yılbaşında küçük bir grup olarak Küba'ya gidiyoruz, siz de gelsenize!" demeseydi aklımıza gelmezdi Havana'ya gitmek. İyi başladı diyemem. Sabah 05.00'te kalkmıştık, üç buçuk saat, artı 11 saatlik uçuştan sonra havaalanında üstümüzde kazakla sıcak ve nemli bir havada dört saat valiz beklemek çok sıkıcı oldu. Üstelik arkadaşlarımızdan bir çiftin valizleri gelmedi. "Nereden geldik?" diye söylenerek otele gidip perişan bir vaziyette yattık. Ertesi gün keşfe çıktık. Gerçekten çok ilginç bir yer. Döküntü haldeki (1930'lardan kalma gibi) binaların güzelliğini anlatamam. Bunları Paris'ten sonra en çok Havana'da gördüm. Dış boyaları hiç kalmamış, taşlardan bir kısmı dökülmüş, balkonlar çökmek üzere, kırılan pencereleri ise ya öyle bırakmışlar ya da tenekeyle örtmüşler. O kadar yoksulluk içinde gene de üstleri başları tertemiz güler yüzlü, şakacı insanlar. Otelimiz Havana'nın en güzeli, Hotel Nacional'di. Kolonyal dönemden kalma, denize karşı palmiyeler içinde büyük bir bahçesi olan, kemer şeklindeki sütunların arkasına gizlenmiş teraslarıyla, rahat bambu koltuklarında mojito içerek, devamlı canlı müzik dinlenen bir yer. İkinci gece en iyi orkestralarının konserlerine gitmek üzere yola çıktık. (Aslında konser salonu otelimizde asansörün hemen yanındaymış.) Biz yanlışlıkla başka bir yere gitmişiz. Hanımların ayağında topuklu ayakkabılar, söylene söylene ve koşa koşa... Kapıda uzun kuyruk. Rezervasyon olsa bile dakikalarca bekleniyor. Bir ara grup şefimiz kapıdaki görevliyle konuşunca, büyük bir gülümsemeyle hemen içeri buyrulduğumuz işaretini aldık. Bizler de bu müthiş VIP muamelesi karşısında biraz mahcup, tek sıra halinde kalabalığı yararak içeri süzüldük. "Aman da en güzel yere oturtuluyoruz," derken salon yerine arka kapıdan dışarı atıldık. Başta söylediğim gibi salonu şaşırmışız. Bizimki otelin içinde hemen burnumuzun dibindeymiş. O kadar yol yürümeye mi, yoksa çok VIP bir şekilde atılmaya mı yanalım, bilmiyorum. Ama çok güldük ve de konser o kadar güzel ve coşkuluydu ki, (bir de enfes dans eden çifti seyretmek) her şeye değdi. Yılbaşı gecesi meşhur kulüp Havana'daydık. Yemekte arkadaşlardan birinin patates kızartması istemesi üzerine, herkese ısmarlanınca (garsonun yanlış anlaması yüzünden) dokuz kere dokuz kişilik, dokuz tepeleme dolu kocaman tabak geldi. Masada yer kalmayınca üst üste koymaktan bir piramit oluştu. Yanımızdaki masalara ve bütün güzel kızlara birer tabak kızarmış patates teklif ettiğimiz halde bitiremedik.
PLAJDA DOĞUMGÜNÜ En güzel gün 2 Ocak'tı. Arabalarla yarım saat uzaklıktaki plaja gittik. Yılbaşı ertesi herkes denize giriyor ve güneşleniyordu. Sevgili arkadaşım Canan'la biz çardağın altında oturduk. Ocak ayında, kumların üstünde, yalınayak, elimizde mojito bardakları, Karayip Denizi'nin turkuazını seyrederek sohbet ettik. O gün benim yaş günümdü. Bana bir sürpriz yapacaklarını hissetmiştim. Çok yakındaki otelden mi ayarladılar, yoksa telefonla mı, bilemem. Herkes denizden dönerken, çardağın kenarında bir ufak orkestra kuruldu. O kadar güzel o kadar coşkulu çalıp söylediler ki! Başımda bir kasket, yalınayak, deliler gibi dans ettim. Daha doğrusu hepimiz şarkılar söyleyerek dans ettik. İnanır mısınız orkestra bile eğlendi. Zaten az sonra eşleri de geldi. Plajdaki herkes çardağın etrafında toplanarak bize katıldı. O gün hediyelerle şımartıldığım gibi o salaş yerde ıstakozlu şampanyalı nefis bir yemek yedik. Doğumgünüm yılbaşının hemen ertesinde olduğu için pek kutlamam. İnsanlar yorgun ve isteksiz olurlar. En güzel yaş günümü yaşattılar bana.
|