|
|
|
|
|
|
'Keremcem' olduktan sonra birkaç defa aşık oldum!'
* Gece hayatınıza dair haberler yok. Adınızın karıştığı aşk haberleri de pek yok diyecektim ama şu sıralar... (Lafımı bitirmeme fırsat tanımadan) Her zamanki gibi konuşmamayı tercih ederim... * Birlikte olduğunuz insanlarla görüntü vermemek gibi bir prensibiniz mi var? Özel hayatımla ilgili bir şeyler söylemekten kaçınıyorum. Çünkü doğru olmadığını düşünüyorum. Ve bunu konuşmamanın hiç zararını görmedim. Şarkılarımla zaten 'aşk'a bağlılığımı, aşka duyduğum saygıyı söylüyorum. Özel hayatımın koca bir ekranı kaplayacak şekilde, iki dakikada bir ekrana gelmesi hoş değil. İnkar etmemek adına bir kere aşk hayatımla ilgili konuştum. Ondan da şu dersi çıkardım. Açıklamaya çalışmak sadece polemik yaratıyor... *
Şöhret olduğunuzdan beri hiç aşık oldunuz mu? Oldum. Bir defa da değil... * Şarkılarınıza ilham veren; yaşadığınız aşklar mı? Evet. Bugüne kadar hep yaşadığım aşklardan ilham alarak yazdım. Ama şarkının sözlerine bakarak 'Aaa, böyle böyle bir şey yaşanmış' demek doğru olmaz. Çünkü şarkı sözleri, o aşk benden süzüldükten sonra çıkıyor. Bambaşka şeyler de yazılabilir yaşanan aşktan ilham alınarak... * Şöhretli olmasaydı kız arkadaşınızla rahatça el ele tutuşup gezebilecektiniz, bu sakınma durumu olmayacaktı... Kendimi kısıtlamıyorum. Eskiden beri yapamadığım tek şey sevgilimin elinden tutup sokakta yürümek. Bunun doğru olduğunu düşünmüyorum. * Nasıl yani, eskiden beri sevgilinizin elinden tutamıyor musunuz? (Gülüyor) Tabii ki değil. Herkesin tanıdığı insanların sevgilisinin elinden tutup İstiklal'de yürüdüğünü görmüyorum. Kulüplerin kapısında o şekilde görüntüleniyorlar. * Kulüplere gitmezsiniz de yemeğe gidersiniz, sinemaya gidersiniz vs... Ben herkes beni tanıdıktan sonra sevgilimle İstiklal'e de gittim, yemek de yedim. Sorun o kameranın önünde olmakta. Benim iki yıldır anlatmaya çalıştığım şey; reklamın iyisi de kötüsü de olur. Reklamın kötüsünden kaçınmayı benimsedim. Bundan sonra da kötü reklama ihtiyacım yok.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|