| |
Kazlıçeşme notları
Demokratik Toplum Partisi'nin (DTP) İstanbul'daki nevruz kutlamaları için dün erken saatlerde Kazlıçeşme Meydanı'na gittik. Vardığımızda son hazırlıklar yapılıyordu. Az sonra bu tür etkinliklerin olmazsa olmazı seyyar satıcı akını başladı: Simit tablaları, nohutlu pilav arabaları, burma tatlısı satıcıları, sandviççiler, sucular, meşrubatçılar Bir süre sonra katılımcı trafiği hızlandı. Saat 11.30'da meydanın yarısı dolmuştu. Dolaşıp not almaya başladık. Dedeler de vardı, torunlar da. Nineler de vardı, gelinler de... Cüppeli de vardı, küpeli de. Şalvarlı da vardı, kotlu da... Çember sakallı da vardı, entel sakallı da... Terlikli de vardı, yüksek topuklu da. Tülbentli, türbanlı da vardı, bandanalı da... Ama alandakilerin ezici çoğunluğunu gençler ve kadınlar oluşturuyordu. Pek çoğu yerel giysilere bürünmüş kadınlar: "Kiraz" denilen kloş biçilmiş, lastikli ve belden büzmeli iç etek. Onun üstüne kolları ve etekleri uzun, üst kısmı bele kadar kapalı, alt kısmı ön tarafı açık olacak şekilde büzgülü ve payetli, taşlı ya da simli, renk cümbüşünü andıran "Fistan". Çoğu alana girerken "Zılgıt" çekiyordu. Onlara eşlik eden kızlı-erkekli gençler ise slogan atıyorlardı. Öcalan'la ilgili malum sloganlar. Organizasyon komitesi de Türkçe ve Kürtçe sık sık uyarıyordu: "Lütfen partinin belirlediği sloganlardan başkasını atmayın. Lütfen parti bayrakları dışında flama, pankart ve posterleri indirin. Yoksa programı başlatamayacağız." Çünkü pankartlarda, flamalarda, posterlerde ve sloganlarda sadece Öcalan vardı. Neyse birazdan "Siyasal çeşitlilik ve çoğulculuk" kendini göstermeye başladı. Programın başlamasından az önce, etkinliğe destek veren partiler ve örgütler de pankartları ve sloganlarıyla meydanda yerlerini aldılar: Demokratik Halk Platformu, Ezilenlerin Sosyalist Platformu, EMEP, Sosyalist Dayanışma Partisi, Sosyalist Demokrasi Partisi, Toplumsal Özgürlük Platformu, Halk Kültür Merkezleri, İşçi Mücadelesi, Alternatif Komünist Platform, Emekçi Hareket Partisi, Partizan Ve Öcalan posterlerine İbrahim Kaypakkaya, Deniz Gezmiş ve arkadaşları, hatta Mao posterleri karıştı!
Varsa yoksa Öcalan Program DTP İstanbul İl Başkanı Doğan Erbaş'ın konuşmasıyla başladı. Kutlamayı aslında Pazar günü yapmak istediklerini, ancak valiliğin izin vermediğini (İddiasına göre, mülki amirlik katılımın yüksek olmasını engellemek için bu yola başvurmuş), o nedenle hafta ortası yapmak zorunda kaldıklarını anlattı, sesini yükselterek, "Ama bu meydanı doldurarak en güzel cevabı verdiniz. Buradan hep birlikte renklerimizle, bayraklarımızla ve sloganlarımızla kimliksiz yaşayamayacağımızı ve baskılara boyun eğmeyeceğimizi haykırıyoruz" dedi. Der demez alandan Öcalan'lı sloganlar yükseldi. Erbaş da ustaca sözü oraya getirdi: "Adalet Bakanlığı'nın İmralı'ya gönderdiği 3 kişilik heyetin raporu kimseyi ikna etmedi. Bağımsız heyet gönderilmesini istiyoruz." Kalabalıktan yine sloganlar... Sonra DTP Eşbaşkan Yardımcısı Sırrı Sakık söz aldı. Aynı talepleri tekrarladı: "Bağımsız heyet", "Kalıcı barış", "Demokratik çözüm..." Yazıyı yetiştirmek için biz Kazlıçeşme'den ayrılırken Sakık'ın konuşması sürüyordu ve sloganlarla kesiliyordu... İzlenimlerimizi özetlersek: DTP kuruluşunda koyduğu "Türkiye'nin partisi" olma iddiasından vazgeçmiş görünüyor. DTP'liler niyetleri yok amaisteseler bile Öcalan'sız politika yapamazlar. Çünkü Öcalan tabanda gücünü ve etkisini koruyor. Hem de fazlasıyla...
|