|
|
|
|
|
|
Kimse İstanbul'u bizden daha iyi anlatamazdı!
Sefarad grubu 'Evvel Zaman' adlı yeni albümlerinde İstanbul şarkılarını yorumluyor. Kentin tanıtımına katkıda bulunmasını umdukları albümdeki tüm parçaları elleriyle yaptıklarını belirten grup üyeleri iddialı konuşuyor: İstanbul konseptini bizden başkası başarıyla taşıyamaz. İstanbul'u çok iyi anlattığımıza inanıyoruz....
İlk iki albümlerinde hem Türkçe hem de Ladino (Sefarad Yahuduleri'nin kullandığı dil) dilinde parçalar söyleyen, 'Osman Ağa', 'Yastayım' ve 'Ben Seni Severim' gibi şarkılarıyla gönülleri fetheden Sefarad grubu, yeni albümlerinde hayranlarının karşısına bambaşka bir tarzla çıkıyor. 'Evvel Zaman' adlı albüm, aralarında 'Papatya Gibisin', 'Sevdim Bir Genç Kadını', 'Kız Sen İstanbul'un Neresindensin?' gibi İstanbul parçalarından oluşuyor. Grup üyeleri Sami, Ceki ve Cem ile İstanbul'un tanıtımına büyük katkıda bulunacağını umdukları albümlerinden konuşmak için buluştuk. Sohbetimiz; Sami'nin "Benim adım 'samiminin' kısaltmasıdır" şeklindeki sözlerini kanıtlarcasına samimi geçti. Bu arada bir arkadaşımla çıktığı için ikili ilişkiler konusunda sıkıştırdığım Ceki, zaman zaman sorularım karşısında terledi. Albümleri tiraj sınavını kaç puanla geçecek henüz bilinmese da çocuklar, aşk ve romantizm konusunda sınavı geçti...
ÇOK İYİ PARA VAR BU İŞTE!
* Yalnızca İstanbul şarkılarını içeren bir albüm yapma fikri nasıl doğdu? Cem: Bu uzun zamandır hayal ettiğimiz bir projeydi. Erol Köse'ye bu projeden bahsettiğimizde onun da hoşuna gitti ve yepyeni bir birliktelik başlattık. Albümün İstanbul konseptli olmasının nedenlerinden biri İstanbul'un 2010 için kültür başkentlerinden biri seçilmesi. Bu şehrimizi en iyi İstanbul şarkılarıyla tanıtabilirdik. Kültür Bakanlığı'ndan ya da İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden hiçbir destek almadan bu projeye atıldık. İstanbul'u gezen turistler yanlarında götürecek çok fazla görsel ya da işitsel materyal bulamıyor. Bu albümle o kısma katkımız olabileceğini düşündük. Sami: Ben gerçekleri söylemek istiyorum. Bu albümü yaptık çünkü çok iyi para var bu işte. (Gülüyor) Bu albümün Sefarad için 3 tane yeniliği var. Erol Köse'yle çalışmak, Cem'in Türkçe adaptasyonları yazması ve tamamen canlı bir kayıt olması. Biz bu albümde tüm yemekleri kendi ellerimizle yaptık ve çok da güzel sunduk. En eğlenceli albümümüz oldu. Biz buna üçüncü albüm olarak bakmıyoruz. Bu bizim proje ve konsept anlamında ilk albümümüz.
EROL KÖSE DOĞRU KİŞİ
* Önceki albümlerinizde DMC ve Ercan Saatçi ile çalışmıştınız? Neden bu albümde Erol Köse'yi tercih ettiniz? Cem: Yepyeni fikirlerimizi kafamızın daha iyi uyuşacağı bir prodüktörle hayata geçirmek istedik. Bu da Erol Köse oldu. Her projenin doğru yeri ve doğru kişisi vardır. İstanbul projesini belki başka müzisyenler yapsaydı üstlerinde bu kadar iyi duramayacaktı. O yüzden Erol Köse'yi seçtik ve doğru adresteyiz. Sami: Bence İstanbul konseptini bizden başkası başarıyla taşıyamaz. Üçümüz de İstanbulluyuz. Çok güzel anlattık İstanbul'u.
* İlk iki albümünüzde şarkı sözlerinizin neredeyse tamamını Hande Altaylı yazmıştı. Yeniden birlikte çalışmak ister misiniz? Cem: Tabii. Biz Hande Altaylı'nın uğuruna inanırız. Kendisi bize çok önemli Türkçe adaptasyonlar yaptı. Bu albümde onunla birlikte çalışamamamızın tek nedeni benim mutlaka bir şarkı sözü yazmak istememdi. 'Elveda' ve 'Galata Lordu'nu ben yazdım. Aslında albümdeki tüm şarkılarda hep bir bayana yazılmış bir durum var. Kaybedilmiş ya da platonik aşklar, kıskançlıklar var. Benim şarkılarım da böyle. 'Elveda' İstanbul'da yaşanmış bir ayrılık şarkısı. Ne yaşadıysam onu yazdım. 'Galata Lordu'nun isim babası Gani Müjde. Eski bir Sefarad parçası. Ben Türkçe adaptasyonunu yaptım. Bir insan ancak sarhoşken Galata'da kendini lord gibi hissedebilir. Bir erkeği de ancak bir bayan bu derece sarhoş edebilir.
ÜÇÜ DE AŞK SARHOŞU
* Hiç aşk sarhoşu oldunuz mu peki? Cem: Oldum tabii ki. Şu anda da öyleyim. Sami: Ben de. Ceki: Biz müziğe ve mesleğimize aşığız.
* Yani seni sarhoş eden bir kız yok? Ceki: O her zaman var. Sami: Kötü cevaplar veriyorsun. (Gülüyor) Ceki: Ne yapayım ağabey. O kadar sıkıştırıyor ki! (Kahkahalar) Tamam ya benim de var. Bizi hayatta motive eden şeyler bunlar.
* Albümde İstanbul'un kızlarına gönderme yapan şarkılar var. Nasıl buluyorsunuz İstanbul'un kızlarını? Sami: Ben hepsini çok beğeniyorum. İstanbul'un kızlarıyla sınırlı kalmak niyetinde de değilim. Ceki sen buradasın diye konuşamayacak ya, ben konuşayım. (Kahkahalar)
* Sevgilimden yeni ayrıldım diye yükleniyorum Ceki'ye. Arkadaşımın sevgilisi olmasıyla hiç alakası yok... Sami: Sen ayrıldın mı? Peki İstanbullu musun? (Kahkahalar)
OTOPARKÇI TANISIN YETER
* Ceki bir röportajda 'Şarkılarımızı kız tavlamak için kullanmıyoruz ama tavlasak da fena olmaz' demişsin... Ceki: Evet. Bunu ben dedim arkadaşlar. (Gülüyor) Laçka bir anımda söyledim. Sami: Niye söylediğinin arkasında durmuyorsun? Ceki: Çünkü çok laçka bir röportajdı öylesine salladım. Sami: Bir de sen röportaj mı ayırt ediyorsun? (Gülüyor) Ceki: Allah Allah! (Kahkahalar) Röportajı yapan arkadaş bunu benim ağzımdan aldı. Yoksa ne ben ne de hiçbirimiz böyle değiliz. Sami: Hiçbir zaman şarkı söylemeyi kız tavlamak için kullanmadık. Hep işimiz gereği sahneye çıktık. Ama sahneye çıkanların bir büyüsü var ve de o büyü insanları çekiyor.
* Kızların size ünlü olduğunuz için değer verdiği yönünde bir tedirginliğiniz oluyor mu? Ceki: İnsanların beni ünlü biri olarak görüp görmemeleri umurumda değil. Bana kim bakıyor, kim bakmıyor diye bir durum yok. Siz böyle bir potansiyeldeyseniz sürekli size bakan insanları ararsınız. Ben o potansiyelde değilim. Tanımadığım insanların bana bakmasını da anlayamıyorum. Cem: Biz bu olayı sadece iş olarak görüyoruz. Amacımız sahneye çıkıp konser vermek. Sami: Tek farkımız tanınmak. Ceki: Evet mesela otoparkçı bizi tanıyıp da para almadığında çok mutlu oluyorum. (Gülüyor) Bazen ünlü olmük işe yarıyor. Ama beni Laila'ya almadıkları da oldu mesela... Sami: Beni de Nupera'ya almamışlardı.
ECE SARUHAN Fotoğraflar: Korkut KALAYCI
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|