|
|
|
|
|
|
Uyuyamıyor ve korkuyorsa istismara uğruyor olabilir!
Alzheimer hastalarını bekleyen en büyük tehlike istismar! Fiziksel ve ruhsal istismarın yanı sıra mali açıdan da kullanılmaya açık olan hastalar, utanma duygusuyla yaşadıklarını anlatamıyorlar. İşte bu noktada en büyük görev hekimlere ve hasta yakınlarına düşüyor.
Anıların ve koca bir ömrün izlerinin silinmesine neden olan Alzheimer hastalığının neden olabileceği en büyük tehlikelerden biri de ruhsal, fiziksel ve cinsel istismar. Özellikle hastalığın ilerleyen dönemlerinde hafıza iyice zayıfladığından, Alzheimer hastaları maddi açılardan da kolayca istismar edilebiliyor. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şevki Sözen, işte bu noktada hasta yakınlarına ve hekimlere ciddi görevler düştüğünü, istismar belirtilerini çok dikkatle izlemeleri gerektiğini belirtiyor. "Alzheimer hastalarını bekleyen önemli bir sorun da istismara uğrama riskidir" diyen Sözen, hastaların yaşadığı hukuksal sorunlar, istismar riski ve izlenmesi gereken yol hakkında sorularımızı yanıtladı:
* İstismara uğrayan Alzheimer hastası nasıl bir tutum sergiliyor? İstismara uğrayan kişiler, genellikle olayı anlatabilecek yeterli zihinsel fonksiyonlara sahip olsa bile olayın nedeni hakkında yalan söyleme eğiliminde oluyorlar. Bunun nedeni; çoğu kez utanma duygusu, cezalandırılma ya da bulundukları ortamdan uzaklaştırılma korkusudur. Ancak iyi bir klinik muayene; fiziksel, cinsel ve psikolojik istismar veya ihmalin belirtilerini ortaya çıkarabilir.
* Alzheimer hastalarının fiziksel ve cinsel istismara uğradığına işaret eden bulgular neler? Fiziksel izlerin ve yaralanmaların dışında istismar olgularında; uyku bozuklukları, korku, yaşamdan bezginlik, içine kapanma gibi depresyon bulguları, anksiyete benzeri davranışsal ve duygusal belirtiler görülebiliyor. Cinsel istismar olgularında ise tekrarlayan genital enfeksiyonlar, genital bölge ve meme çevresinde ekimoz derideki morarma ve çürükler) ve sıyrıklar gözlemlenebilir.
* Hastalık hukuksal sorunlara nasıl zemin hazırlıyor? Alzheimer; entelektüel ve ruhsal faaliyetleri etkileyen ciddi bir bozukluktur. Özellikle hastalığın ilerlemiş dönemlerinde kişinin olayları algılama ve doğru kararlar verebilme yeteneği önemli ölçüde etkiler. Hastada hafıza kayıpları oluşması ve telkine açık bir hal alması nedeniyle medeni hakları kullanmak için gereken temel özellikleri ortadan kalkar.
RAPORSUZ EVLENEMEZLER
* Hukuksal anlamda Alzheimer hastasını bekleyen en önemli riskler neler? Alzheimer hastası; hastalığın derecesine bağlı olarak finansal konularda istismar edilmeye hayli açıktır. Finansal kararlardaki hatalar ve vasiyet düzenlemedeki tutarsız davranışlar; aslında çok sevdiği yakınlarının da ciddi mağduriyetine yol açabilir. Finansal istismar riskinin yanı sıra kişinin kandırılarak çıkar amaçlı kötü niyet taşıyan bir evliliğe sürüklenmesi de mümkündür. Kişilerin evlenme istekleri Medeni Kanun ile korunmuş bir haktır. Ancak bu durumdaki bir hastanın evliliği, bilirkişi hekimlerinin raporları sonrasında mümkün olabilir.
* Hastalar, muhakeme yeteneğini kaybettiği için çevresindekileri de nedensiz yere suçluyor mu? Alzheimer hastasında oluşan düşünce ve muhakeme kusurları sebebiyle, kişi tarafından ortaya atılan ancak aslı olmayan çeşitli suçlamalar, hırsızlık iddiaları, kıskançlık ya da kendisine kötülük yapılacağı gibi paranoid düşünceler ortaya çıkabilir. Her ne kadar bu tip düşünceler gerçeği yansıtmasa da, Alzheimer hastalığına yakalanmış bir kişinin dava açma ehliyeti etkileneceğinden, ortaya çıkabilecek sorunlara titizlikle yaklaşılması gerekir.
YASALAR KORUYOR
* Hastalığa bağlı ortaya çıkan hukuki sorunlara karşı nasıl bir yol izlenir? Alzheimer ile ilgili olarak ortaya çıkabilecek hukuki sorunlarda Medeni Kanun'un vesayet ile ilgili maddeleri uygulamaya girer. Vasi tayini yapılacak kişinin tüm psikiyatrik tetkiklerinin, nörolojik incelemelerinin ve gerekli nöropsikiyatrik testlerinin tamamlanması gerekir. Bu tetkikler neticesinde hastanın ne oranda medeni haklarını kullanma yetisini kaybettiği belirlenir ve buna göre haklarını korumak üzere vasi tayini yapılır. Bu karar ancak mahkeme ile bilirkişi raporu sonrası uygulamaya girer.
* Vasi tayin edilen kişilerin bu hakkını kötüye kullanma riski de var. Bu riske karşı Türkiye'de nasıl bir uygulama söz konusu? Türkiye'deki mahkemeler genellikle kişinin birinci derecedeki yakınlarını veya avukatlarını vasi tayin etmeyi tercih ederler. Vasi tayin edilen kişi, vesayet altına alınan kişinin haklarını ve mal varlığını onun yararına korumakla yükümlüdür. Vesayet altına alınan kişinin vasi tarafından istismar edilmemesi için belirli ve düzenli aralıklarla mahkeme tarafından her türlü işlem takip edilir ve denetlenir. Gayrimenkul alma-satma gibi büyük işlemler ancak mahkeme izni ile yapılabilir.
* İstismar bulguları görüldüğünde nasıl bir yol izlenmeli? İstismar şüphesi olan olgularda ayırıcı tanı bakımından araştırılması gereken temel sorular; mevcut bulguların hastalığın doğal sonucu veya bir kazaya bağlı olup olmadığıdır. Dünya Tabipler Birliği'nin Yaşlı İstismarı Bildirgesi, hekimlerin yaşlı istismarı olgularına nasıl yaklaşacağını, yetki ve sorumluluklarını belirlemiştir. Birlik, yaşlı hastaların fiziksel ve psikolojik istismarını önlemenin hekimlerin sorumluluğu olduğunu kabul eder. Yaşlı istismarı kuşkusu olan olgularda, hekimler, kişiden sorumlu olanlarla konuyu tartışırlar. Kötü muamele doğrulanır veya ölüm şüpheli bulunursa, hekimler durumu ilgili yetkililere bildirir. Birlik ayrıca hekimlerin, yüksek risk altındaki birey ve aileleri bir kez belirledikten sonra, konuyu ilgili sosyal hizmet servislerine ve kurumlara bildirerek istismarın önlenmesine katılmalarını öneriyor.
ESRA TÜZÜN
|
|
|
|
|
|
|
|
|