|
|
Annem beni artık annesi sanıyor
Bugünü unutup geçmişiyle yaşayan Alzheimer hastaları en yakındaki insanları bile tanımıyor. "Henüz unutkanlığa çare olan bir ilaç yok" diyen Prof. Emre, hasta yakınlarını uyarıyor: Onları sosyal yaşamdan izole etmeyin ama mutlaka çok yakından takip edin
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Alzheimer Derneği Başkanı Prof. Dr. Murat Emre, Alzheimer'la ilgili sorularınızı yanıtladı:
* Hastaların sosyal yaşamını kolaylaştırmak için yakınlarına neler önerirsiniz? Örneğin, hastalar ne zaman işten ayrılmalı? Erken yaşta Alzheimer'a yakalanırsa, işin niteliğine bağlı olarak, örneğin eğer kendi işi ise 'işe gidip gelsin ancak ana sorumluluğu almasın' diyoruz. Mutlaka gözetim altında olmalı. Çünkü bu hastaların sosyal olarak aktif kalması çok önemli; izole olsun istemiyoruz. Ancak hala çalışıyorsa, kendini hem parasal, hem de ruhsal olarak emekliliğe hazırlamaya başlamalı. Kendine ait işyeri varsa, idare edemeyecek hale geldiğinde ne olacağına şimdiden karar vermeli. Bu durumda bir avukattan, mali danışmandan ya da aile üyelerinden fikir alabilir.
* Hastanın kendisi şikayeti olmadığını söylüyor... Ancak aile Alzheimer'dan şüpheleniyor. Bu durumda nasıl bir yol izliyorsunuz? Tipik bir Alzheimer profili çizen hastaya testler uygularız. Bu testlerde 3-5 tane kelime veriyor ve bunları bize ezbere aklınızda tutun diyoruz. Alzheimer hastası, 3-5 dakika sonra bu kelimeyi unutmuş oluyor. Hatta bir kelime söylenildiğinin de farkında olmuyorlar. Yaptığımız testlerde gerçekten de yeni bilgi öğrenmesinin zor oluğunu görüyoruz. Ayrıca çekilen MR'da da bellekten sorumlu olan bölgelerde birçok belirgin hücre kaybı yani atrofiler bulunuyor. O zaman teşhis netleşiyor. Ancak bunların yanında birtakım laboratuvar tetkikleri de yapıyoruz.
GENLER RİSKİ ARTIRABİLİR * Bunamaya neden olan hastalıklar var mı? Laboratuvar tetkiklerini mutlaka yapıyoruz. Çünkü birtakım sistem hastalıkları ve hücresel hastalıklar da bunamaya neden oluyor. Örneğin; tiroit bezinin az ya da çok çalışması, beyni tutabilen bazı enfeksiyonlar ve AIDS gibi hastalıklara mutlaka bakıyoruz. B12 gibi bazı vitamin eksiklikleri de hastalığa sebep olabiliyor. Bu hastalıkların ortaya çıkma olasılığı düşük olsa dahi, varsa doğrudan tedaviye yönelebilinecek ve kökünden kazınıp tedavi edilebilecek hastalıklar. Bu nedenle bunama sebebinin ortaya çıkarılmasında bu tür hastalıkları da atlamamak amacıyla bu laboratuvar testleri isteniyor.
* Neler hastalığın ortaya çıkmasını tetikliyor? Ailesinde Alzheimer hastası olan bir kişinin riski yaklaşık iki kat yükseliyor. İsveç'te yapılan çalışmada ailesinde Alzheimer hastalığı bulunmayan bir kişinin hastalığa yakalanma riskinin yüzde 10 olduğu ortaya çıkmış. Eğer birinci derece akrabalardan birinde Alzheimer varsa bu rakam yüzde 20'ye çıkıyor. 'Ailevi yatkınlık' dediğimiz bir durum. Bir de 'ailevi Alzheimer' dediğimiz bir tür var. Bunun sorumlu üç geni var. Gen bozukluğuna bağlı, baskın tipte ve dikey geçişli bir özellikle seyrediyor. n0-50'li yaşlardan başlayarak, daha kısa sürüyor ve agresif ilerliyor. Baştan itibaren daha gürültülü bir seyredişi oluyor. Buna 'ailesel Alzheimer' diyoruz. Çok sık görülmüyor, tüm hasta popülasyonunda yüzde 5-10'luk bir orana sahip.
EĞİTİMLİLER DAHA ŞANSLI * Böyle bir inanış vardır; gerçekten çok okuyan daha mı az Alzheimer oluyor? Eğitimin koruyucu bir etkisi var. Yüksek eğitimli ve beyin gücünü kullanarak çalışanlarda, beden gücüyle çalışanlara göre Alzheimer daha düşük oranda görülüyor. Eğitimliler, eğitim almayanlara göre daha şanslılar. Tamamen risk ortadan kaybolmuyor ancak azalıyor. İsveç'te yapılan bir çalışmaya göre; zihinsel ve fiziksel aktivitenin de koruyucu bir etkisi var. Kafa travması geçirenlerde, şeker, yüksek tansiyon hastalarında, kolestrolü yüksek olanlarda ve doymuş yağlardan zengin beslenenlerde risk artıyor.
* Hastalıktan korunmak mümkün mü? Henüz unutkanlığa çare olacak bir ilaç yok. Unutkanlığın tipi, neye bağlı olduğu önemli. Unutkanlığın nedenine bağlı olarak tedavide kullanılacak ilaçlar birbirinden farklıdır. Benzer şekilde Alzheimer'dan korunma yöntemi de yok. Bir yol var; sağlıklı yaşayacaksın, günlük olarak zihinsel ve fiziksel aktiviteni koruyacaksın, varsa kolesterolünü, şekerini kontrol edeceksin, düşüreceksin ve doymuş yağlardan kaçınacaksın. Bütün bunları yaptığınızda riski azaltıyorsunuz. Toplumda, Alzheimer hastalığı ile ilgili bilincin giderek artması sayesinde bunamanın hangi yaşta olursa olsun normal olmadığı biliniyor. Hastalar artık çok erken safhalarda da getiriliyorlar. Ama bazısı önemsenmiyor ve şikayetler ancak çok çarpıcı olduğunda fark ediliyor, işte o zaman da bizim için geç bir safha oluyor.
|