|
|
|
|
|
Bu istasyona uğrayın!
|
|
Bu cuma vizyonumuza girecek 'Adem'in Trenleri' son dönem sinemamızın önemli örneklerinden birisi olarak ilgimizi bekliyor. Son kertede bir aşk filmi olarak, meselesini gayet incelikle duygusal bir platformda tartıştığı için seyirci olarak zaten bir kaçış bahanemiz yok! Filmin başlarında, imam rolündeki Cem Özer ve karısı Nurgül Yeşilçay'ın sabaha karşı trenden indikleri ve alacakaranlıktaki ezan gibi sahnelerin neredeyse 'gerçeküstü' atmosferinin ardından gelişen bu aşk ve emek ilişkisi sinemasal tadıyla da vaadini yerine getiriyor. Beklentimizin nedeni malum, yönetmenlik koltuğunda Barış Pirhasan'ın olması. Türk sinemasının en önemli senaristlerinden birisi olarak sanatsal ve yaratıcı kaygılarla popüler sinemayı aynı potada buluşturma çabasıyla öne çıkan bir isim. 'O da Beni Seviyor'dan beş yıl sonra; yeniden kamera arkasına geçtiği bu filminde ana karakterler ise bir imam ve beş adım arkasından yürüyen karısı. Manisa civarlarında küçük bir tren istasyonunu 'mikro kozmoz' misali kullanan film çevresinde yaşayan sakinleriyle inanç konusu üzerinden önyargılarımızı da test ederken nihayetinde 'gönül gözümüzün' açıklığını tartışıyor. Tabii ki aşk ve emek ilişkisi bağlamında Atıf Yılmaz ustamızın 'Selvi Boylum Al Yazmalım'ını hatırlatıyor. Zaten Barış Pirhasan, aile bağlarıyla da yakın olduğu kadim dostu Atıf Yılmaz ustamızın bu çok önemli filmiyle birlikte anılmasından hoşnut. Gerçi 'Selvi Boylum Al Yazmalım'daki dönemin işçi sınıfı bilinci yerine bu kez günümüz Türkiyesi'den bir başka bakış açısı var. Yerimiz dar olduğundan yeterince inceleyemiyorsak da neticede aşkla kotarılmış bir film olduğunu söyleyelim.
Oyunculara dikkat! 'Adem'in Trenleri' bir yönetmen filmi olduğu kadar aynı zamanda bir oyuncu filmi de. Yan karakterlerdeki oyuncuların başarısı bir yana; filmi sürükleyen iki ana karakteri canlandıran Cem Özer ve Nurgül Yeşilçay'ın performansları gerçekten çok başarılı. İkiliye 'medyatik bir çift' sendromundan uzaklaşarak bakıp, beyazperdedeki bu kıymetli işbirliğini takdir etmek gerek. Nitekim, hem star personası hem de oyunculuk yeteneği olan Nurgül Yeşilçay bu filmdeki rolüyle de herkesi fazlasıyla ikna edecek. Yönetmen Barış Pirhasan'la mutabık kaldıkları 'küçük oynama' icraatı mükemmel sonuç vermiş. Geri planda kalması gereken sahnelerde bile 'orada' olduğu bilinecek denli makul ölçüde oynuyor! Sinemada ne denli iyi olabileceğini hatırlatacak şekilde, filmin baskın karakteri olarak imam rolüyle Cem Özer de takdire şayan. Ses tonundan vücut diline kadar, belli ki çok iyi hazırlanmış ama zoru başarmış çünkü perdeye yansıyan sonuç, olması gerektiği gibi gayet doğal ve akıcı. Derya Alabora gibi önemli oyuncuların yan karakterlere getirdiği sıcaklık ve gerçekliğin içimizi aydınlattığı filmde; sevdiği kadını ve çocuğunu terkeden Atıf Emir Benderlioğlu'nu da anmadan geçmeyelim.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|