|
|
Hem güzelim, hem zekiyim hem yazarım
Yasemin Pulat, 'Ya Bu Tenin Ayaklanması' isimli 4'üncü kitabında 'dokunulmamış' bir aşkı anlatıyor. "Bu kitabımda da yüzde yüz gerçeği yazıyorum, hayatımı" diyen Pulat ekliyor: Bu yüzden açıkça söylüyorum! Bir erkek benimle sevişmeden önce düşünecek!.
Kulüplerde şarkı söylemeyi iki sene önce bırakan, şarkı sözü ve kitap yazarak geçinen Yasemin Pulat, yeni kitabı 'Ya Bu Tenin Ayaklanması'nda yine kendi hayatını konu edinmiş. Acılarını, sevinçlerini, aşkı anlattığı kitabında "Şiirsel bir anlatımım var. Okuyanlar kendilerinden çok şey bulduklarını söylüyor" diyen Pulat'ın, kitabın tanıtımı için verdiği fotoğraflar da bir hayli iddialı... "Hem güzelim, hem zekiyim, hem yazarım" diyen Pulat, yaşamını anlatıyor olmaktan son derece eğleniyor: "Geyik yapıyorum ama anlamlı geyik benimki..."
* Yazmaya ne zaman başladınız? Kendiliğinden oldu galiba... Ama 10 senedir 'basılacak' diye yazıyorum. Yazmak için doğduğumu düşünüyorum.
* Yazarken sınırlar yok mu? Evet, çünkü samimi ve doğru olan bu. Yazarken, insanların beni sevmesi veya sevmemesinin kaygısını taşımıyorum. Zaten ben kimseye kötülük yapmıyorum! Ama yaşadıklarımı samimi olarak yazmam da kimseye zarar vermiyor. Zaten gerçekler konuşulmalı ve yazılmalı...
* Yani yüzde yüz gerçeği mi yazıyorsunuz? Evet, kesinlikle. Yüzde yüz hissettiğimi yazıyorum, yaşadığımı yazıyorum. Biliyor musunuz, benim evlenme olasılığım sıfır! Çünkü evliliğin her anını ve her şeyini yazan biriyle kimse birlikte olmaz.
* Çok umutsuz olmayın, Ayşe Arman evlendi... Evet ama onun eşi kadar cesur değil benim hayatıma giren erkekler. Ben bunun kavgasını çok yaşadım, ilişkilerim bu sebepten bitti. Açık söyleyeceğim, şöyle diyorum o zaman; 'sevişmeden önce düşünecektin, yapabileceğim bir şey yok, ben bir yazarım, yaşadığımı yazıyorum. Bunu baştan biliyordun, şimdi beni nasıl engelleyebilirsin... Yazmak zorundayım, buna engel olmak mümkün değil...' Orada eğer kalmayı seçiyorsa kalır, gitmeyi seçiyorsa gider diye düşünüyorum. Ama ben çok kolay yürütemiyorum.
* 'Bize ne senin yaşamından' diye bir tepki gelmiyor mu? Benim bir okuyucu kitlem var, çok enteresan. İnsanlar takip ediyorlar.
* Kimler okuyor? Genellikle kadınlar. Benim mail box'ım doludur, sürekli kitaplarımla ilgili sorular gelir.
* Neler soruyorlar? Bazen ağlıyorlar. Mesela, 'benim bir ilişkim var, çok üzülüyorum, siz bunları yazıyorsunuz, çok tecrübelisiniz' diyorlar. Kitaplara ara verdiğimde yenisinin ne zaman çıkacağını soruyorlar. Aslında bence, benim yaşadıklarımda biraz kendilerini buluyorlar, en çok böyle e-mailler geliyor; 'tam da benim hissettiğim gibi' diye...
* Belki de çok fazla edebiyat yapılmadığı için böyle hissediyorlar... Evet, samimi olan şeyi fark ediyor ve seviyorlar. Ben yalan söylemekten hoşlanmıyorum, kelime oyunu yapmanın dışında bir kurgu yoktur benim kitaplarımda. Kelime oyunu yapmayı çok severim. Onu da beceriyorum sanırım. Ben bile okurken keyif alıyorum...
* Peki kitap tanıtımı için niye manken gibi fotoğraf çektirdiniz? Çünkü seviyorum. Çünkü güzel bir kızım. Çünkü bu bir gerçek. Ben hem güzelim, hem yazarım, hem zekiyim, hem çok mutluyum... Öyle fotoğraflar çektirmek istedim, çektirdim. Çok da yazar gibi durmadığımı biliyorum. Ama şunu düşünüyorum; bir kadın, yazı yazıyorsa ve bu kadar ciddi bir iş yapıyorsa, yaşamdan da eksilmemeli. Çirkin olmak zorunda değil ki... Ya da bir manken de aptal olmak zorunda değil! Yani biraz da insanın kendine nasıl baktığıyla alakalı. Ben kendimi güzel görmekten hoşlanıyorum. Şov dünyasıyla da örtüşüyorum ama aynı zamanda kitap da yazıyorum.
* Böyle mi besleniyorsunuz? Evet yaşarken besleniyorum, kendimi bir kuleye kapatıp orada yazamıyorum, hayatın çok içindeyim, çok sosyalim, çok insanlara dokunarak yaşıyorum. Olduğum gibiyim. Hem fotoğraflar çirkin değil, baktığım zaman ben güzel bir kadınım falan diyorum.
Belgin ÇOBAN
|