Başbakan Erdoğan, 15 bin yabancı şirketin 8 bin 203 tanesinin AB ülkelerinden olduğunu belirterek "Yabancıların yarısı AB ülkelerinden... Bunu AB karşıtlarına ithaf ediyorum. Hamaset türküleri okumakla bu işler olmuyor" diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, küresel sermayenin Türkiye'deki temsilcisi olan şirket sayısının 14 bin 955 olduğunu ve bunların 8 bin 203'ünün AB üyesi ülkelerden oluştuğunu ifade ederek, "Bazı sorumluluk sahibi olduğuna inandığım insanlar açıklama yaparken bunlara çok dikkat etmeli. Hamaset türküleri okumakla bu iş olmuyor" dedi. Başbakan Erdoğan, Uluslararası Yatırımcılar Derneği'nin (YASED) düzenlediği "Başarıya Giden Yolda Fırsatlar Ülkesi Türkiye" konferansında yaptığı konuşmada Türkiye'nin siyasi ve ekonomik istikrarını tüm dünyanın takdirle izlediğini söyledi. Türkiye'de küresel sermaye temsilcisi olan şirket sayısının 2002'de 5 bin 560, bugün ise 14 bin 955 olduğunu, belirten Erdoğan, şunları kaydetti: "Özellikle AB karşıtlarına bunu ithaf ediyorum. Bu şirketlerin 8 bin 203'ü AB ülkelerinden. Dolayısıyla bazı sorumluluk sahibi olduğuna inandığım insanlar açıklama yaparken bunlara çok dikkat etmeli. Yani (Ben AB'ye karşıyım) derken, (Niçin karşınız kardeşim bunu bir söyle bakalım?) dediğimiz zaman, böyle hamaset türküleri okumakla bu iş olmuyor. Yani insanların yaşam standardını yükseltmek hamasetle olmuyor.'' Başbakan Erdoğan'ın konuşmasından bazı satırbaşları şöyle:
* YABANCI DEĞİŞİMİ GÖRÜYOR: Türkiye'yi yakından takip eden yabancı dostlarıülkedeki değişimi çok net görüyor. 'Peki değişim, ekonomideki bu iyileşme kalıcı mı?' diye sorarsanız, bunun cevabı da yaptığımız yapısal reformlar.
* AB BAHANE ÜRETİYOR: Bazı AB ülkelerinin engellemelerine karşın reformları gerçekleştirme konusunda AB'yi zorluyoruz. 35 başlıkta çalışmalar sürüyor. Avrupalı dostlarımıza bizi bu noktada yalnız bırakmayın diyoruz. Uyum yasalarıyla ilgili her şeyi bitirdik. Uygulamada eksiklerimizi gidermeye çalışıyoruz. Asla çekilmek yok. Avrupalı dostlarıma 'İyi, güzel de kardeşim, niye bunun ucunu açık bırakıyorsun?' diyorum. De ki 'Sizi 2015'te alacağız' 2015'e kadar gel bana takvim ver. Nasıl tarama süreci ile ilgili 'Ekim 2006' dedin. Biz de çalışmalarımızı yaptık, bitirdik, müzakerelerde önümüze yine bazı engeller çıkardınız. Bahane ne? Kıbrıs.
* CARGİLL'E ÜZÜLÜYORUM: Cargill konusunda bir Başbakan olarak ben de üzgünüm. Başbakan olarak kabullenmiyorum. Yasal düzenlemeler yapılacak. Şirket gelip yatırımını yapacak, ardından birkaç kişinin adımlarıyla sorun çıkacak. Neden rahatsız oluyorlar? Eğer biri rahatsız olacaksa ben olmalıyım. Bu yaklaşımları doğru bulmak mümkün değil. Sorunları aşacağız. İnsanın olduğu yerde hata da olur çözüm de...